| Belki sinir yolları aşırı yüklendiğinde kullanılan bir geçici bellek deposu. | Open Subtitles | ربما الذاكرة المؤقتة المختزنة في حالة فرط التحميل على مسالكه العصبية. |
| Bazı nadir durumlarda da, aşırı zindelik, uyku hali, hafif halüsinasyonlar. | Open Subtitles | و هناك حالة نادرة جداً و هي فرط النشاط أحلام اليقظة |
| aşırı uyarılma esnasındaki ''tehdit''leri en aza indirmak adına odanızın karanlık ve biraz serin olmasına özen gösterin. | TED | احرص على أن يكون سريرك مظلم ومريح وجيد لتقليل المخاطر إلى أدنى حد خلال فرط التيقظ. |
| Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu daha az teşhis ediliyor. | TED | وتقل عرضتهم باضطراب نقص الإنتباه مع فرط النشاط. |
| Yani EAD'den mi muzdaripsiniz? | Open Subtitles | إذاً، فأنت تعانين من فرط الحساسية الكهرومغناطيسية؟ |
| Genellikle malign hipertermi olduğu anlaşıldığında her şey için çok geç olur. | Open Subtitles | في العادة عندما نكتشف أنه فرط حرارة خبيث، يكون الوقت متأخرا. |
| Bu aşırı odaklanmanın olduğunu bilerek nasıl en iyisini yapacağız? | TED | بمعرفة أن لدينا فرط الانتباه، كيف نتأكد من تأدية أفضل ما نملك؟ |
| Ve bu aşırı duyarlılık durumunda beynimiz derin bir tatminsizliğin sinyallerini verir. | TED | وفي هذه الحالة من فرط الحساسية، تشير أدمغتنا إلى الاستياء الشديد. |
| aşırı dozda kortizoldan ölmeden, gidip pan scan yapın. | Open Subtitles | قوموا بفحص شامل لها قبل أن تموت من فرط الكورتيزول |
| Buraya geldiği zaman çok hızlı nefes alıyordu, nabzı aşırı hızlıydı. | Open Subtitles | لم يقل شيئًا واضحًا كان يعاني فرط التنفس عندما وصل إلى هنا |
| Düzensiz atımlar aşırı hormon üretimini gösterebilir. | Open Subtitles | فهمتم؟ التسارع الجيبي قد يكون مردّه فرط الإفراز الهرموني |
| Tekrarlayan travma, kendini kesme, ateş, artralji, göğüste aşırı havalanma, halsizlik, anemi. | Open Subtitles | رضوض متكررة جروح ذاتية، حمى، ألم فقري فرط انتفاخ في الصدر تعب، فقر دم |
| Porfirya belirli proteinlerin aşırı üretimi ile karakterize nadir görülen bir genetik hastalıktır. | Open Subtitles | البورفيريا خلل وراثي نادر يسبب فرط الإنتاج لبروتيناتٍ معيّنة |
| - Sadece aşırı ışına maruz kalmıştır. | Open Subtitles | إنّه غالباً فرط في كمّية الأشعة السينيّة |
| İsmi serebellar şistomiyazise bağlı gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonu. | Open Subtitles | يُدعى فرط الحساسيّة المتأخّر لبلهارسيات الدماغ |
| Ağrı, nöbet, aşırı terleme ve ani tansiyon yüksekliği. | Open Subtitles | ألم، نوبات، فرط التعرّق، وارتفاع جوهريّ مفاجىء بضغط الدّم |
| aşırı adrenalin nöbet geçirmesini ve aşırı tansiyon yükselmesini açıklayabilir. | Open Subtitles | فرط الأدرينالين قد يفسّر النوبات وضغط الدّم المرتفع فجائياً |
| - Sende hiperaktivite sorunu mu var, Juno? | Open Subtitles | هل تعانين من اضطراب فرط النشاط يا طفلتي أجل |
| Ailesi hiperaktivite ilaçları alsın diye cevapları mı ezberletmiş? | Open Subtitles | ماذا . آباء يدربون ابنهم ليحصل على أدوية فرط النشاط واضطراب التركيز |
| Ama Alex White diğer EAD hastaları gibi değil | Open Subtitles | لكن (أليكس وايت) ليس مجرد مريض آخر يعاني فرط الحساسية الكهرومغناطيسية |
| Tanrım, malign hipertermi. | Open Subtitles | يا إلهي. فرط الحرارة الخبيث. |
| ADHD'de genel kanı hiperaktivitenin öğrenme güçlüğüne sebep olduğu yönündedir. | TED | الفرضية الغالبة أن فرط الحركة مسبب لتشتت الإنتباه وصعوبة التعلم |
| Daha fazla veya daha şiddetli hava akımı görülen durumun daha uzun süre devam etmesini sağlıyor. | TED | فبإزدياد عدد النفخات وشدتها نجد أن حالة فرط الحركة تزداد شدة وتدوم لوقت أطول |