| Tek başına suçu üstüne alamazsın eğer sen ilk gidersen ikinci ben olacağım! | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعترف بالجريمة لوحدك إذا كنت ستكون أول المعترفين فسأكون الثاني |
| Gerçi kendi davam hala açık. Bana ihtiyacın olursa, karavanımda olacağım! | Open Subtitles | إلا أن قضيتي ما زالت متداولة، إن احتجتني فسأكون في قطيرتي |
| "Nerede çözecek bir suç varsa, çözmek için orada... olacağım." | Open Subtitles | أينما كانت هناك جريمة غير محلولة فسأكون أنا موجود لحلها |
| Eğer sana çok edepsiz birşey Söylüyormuşum gibi davranırsan çok memnun olurum. | Open Subtitles | إذا تمكنت من التصرف كأنني قلت لك شيئا مثيرا فسأكون ممتنة لك |
| Eğer zor yoldan devam etmek istiyorsan buna memnun olurum. | Open Subtitles | إذا أردت فعل هذا بالطريقة الصعبة، فسأكون سعيد لتلبية طلبك. |
| Eğer bir seksen bir adam olsaydım üstte ben olurdum. | Open Subtitles | فإذا كنت رجل بعرض سبعة أقدام فسأكون أنا في الأعلى |
| Yani, bütün bunlardan sorumlu küçük yeşil kertenkele. Zira, eğer başına bir şey gelirse, başım büyük belada demektir. | Open Subtitles | السحلية الخضراء الصغيرة المسئولة عن كل هذا لانه إن وقع شيء له فسأكون بورطة |
| İtalyancayı en iyi ben konuşuyorum yani kavalyen ben olacağım. | Open Subtitles | أنا أفضل من يتحدث الإيطالية هنا، إذًا فسأكون أنا مرافقكِ |
| Eğer eve tekrardan bakmak isterseniz, sorularınızı cevaplamak için ben burada olacağım. | Open Subtitles | إذا أردتما إلقاء نظرة أخرى على المنزل، فسأكون مُنتظراً هنا لأجيب أسئلتكما. |
| 100 yaşına kadar gelirsem, 2103 yılında bu dünyada olacağım. | TED | إذا عشت لأبلغ المائة، فسأكون حيّة في عام 2103. |
| Gemi benim, bu yüzden bir kayaya vurursak tek kaybeden ben olacağım. | Open Subtitles | أنا مالك القارب ، لذا إذا اصطدمنا بصخرة فسأكون الوحيد الخاسر |
| Biliyorsun Yoshida bu gece işler yolunda giderse lider yardımcısı olacağım. | Open Subtitles | بالمُناسبة, إذا مضت الأمور على خير الليلة فسأكون مُساعد الرئيس في الغَد |
| Daha fazla yardım gerekirse, dükkânda olacağım. | Open Subtitles | أنا .. حسنا إن كنت تريد المزيد من المساعدات فسأكون فى متجرى حسنا .. |
| Anladım. Sen bana açık olursan ben de sana açık olurum. | Open Subtitles | إن توضَّحت معي، فسأكون واضحًا معك، يجب أن أعلم مكان الجميع |
| Eğer ben ilacımı almazsam her zaman kontrolümü kaybetmiş olurum. | Open Subtitles | لو لم أتناول أقراصي فسأكون خارج عن السيطرة طوال الوقت |
| Eğer arkamı döndüğümde hala burada olursan polis çağıran ben olurum. | Open Subtitles | ،إن كنت مازلت هنا عندما استدير فسأكون الشخص الذي سيتصل بالشرطة |
| Gelecek olursam yarın saat 5 de orada olurum.. | Open Subtitles | إن كنتُ سأحضر فسأكون هنا غدًا عند الخامسة |
| Elli bin, bir aylık maaşım olmasaydı fantezilerim için müptelası olurdum, emin olun. | Open Subtitles | لو لم تكن خمسين ألف تساوي قيمة شهر عمل بالنسبة لي فسأكون واحداً من هؤلاء,أؤكد لك |
| Miss Norton. Yanılıyor olsaydım bunu ilk söyleyen ben olurdum. | Open Subtitles | آنسة نورتن، إذا أنا كنت مخطئة فسأكون أول شخص يعترف بذلك |
| Her zaman derim; oğlum beni salak arkadaşlarından biri olarak görüyorsa babalığın hakkını vermişim demektir. | Open Subtitles | لقد قلت دائما أنه إذا ظن ابني أنني واحد من اصدقائه الأغبياء فسأكون قد نجحت كأب |
| Eğer hemen uzaklaşmazsanız, sizi tutuklamak zorunda kalacağım efendim. | Open Subtitles | سيدي، اذا لم تذهب من هنا فسأكون مضطراً لاعتقالك |
| Ama hayal de kurmuştum, ...eğer hayatta kalacak olursam, yeryüzünde yaşayan tek kişi ben olacaktım, başka kimse olmayacaktı. | Open Subtitles | ولكن كانت لي أحلامي اذا نجوت فسأكون الناجي الوحيد في العالم بلا ناجين اخرين، فقط أنا |
| # Ama ben tuz olsaydım, sen marul, avokado... #...ya da en azından taze yumurta olurdun. | Open Subtitles | وإن كنتِ الملح, فسأكون خساً, أوفوكادو.. أو بيضةً مقلية. |