| Bu kadar sos muhabbeti yeter. Elbisemi hemen geri istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، يكفي أمر الصلصة هذا أريد استعادة فستاني الآن |
| Kapıya ben baktım. Elbisemi arka kapıya getirmediler, değil mi? | Open Subtitles | لم يقوموا بتوصيل فستاني من الباب الخلفي , أليس كذلك ؟ |
| Dinleyin, temizlemecide hata olmuş, ve elbisem yanlışlıkla ona gönderilmiş. | Open Subtitles | كان هناك خطأ في محل التنظيف وتم توصيل فستاني إليها |
| Yalnız elbisem değil makyaj malzemelerim ve diğer her şeyim de gitmiş. | Open Subtitles | لم يختفي فستاني فقط، لكن أدوات التجميل وكل شيء آخر. |
| Elbisemin haline bak! Hiçbir şeyi doğru yapamaz mısın? | Open Subtitles | أنظر إلى فستاني ألا يمكنك فعل شيء كما يجب؟ |
| Makyaj malzemelerime zehir mi koydun yoksa Elbiseme pire mi? | Open Subtitles | هل سممتي مكياجي ام وضعتي براغيث في فستاني |
| Elbisemi arka kapıya getirmediler, değil mi? | Open Subtitles | لم يقوموا بتوصيل فستاني من الباب الخلفي , أليس كذلك ؟ |
| Sonra silahlı bir adam paramı ve telefonumu aldı, bana bağırdı ve Elbisemi mahvetmeye zorladı beni. | Open Subtitles | ثم هذا الفتى صاحب المسدّس أوقفني وأخذ مالي وهاتفي وصاح في، وأجبرني على إتلاف فستاني |
| Biliyorum, kuru temizlemeci yanlışlıkla Elbisemi parçalamış. | Open Subtitles | . . اعرف ,المنظفين مزقوا فستاني بطريق الحادثه |
| Evet. Hadi ama. Yeni kırmızı Elbisemi giymek isityorum. | Open Subtitles | نعم بربك أريد أن أرتدي فستاني الأحمر الجديد |
| Terzim de hemen Elbisemi getirmemi istiyor. | Open Subtitles | و خياطتي تريدني أن أجرب فستاني الآن جد لي تاكسي |
| elbisem lekeli, bir kaşımı fazla aldım ve külotlu çorabımın ağı dizlerime doğru iniyor. | Open Subtitles | لقد لطخت فستاني ونتفت اكثر من الازم من حاجبي ورباط جواربي الطويلة لايفتئ ينزل الى ركبتي |
| Çiçekli elbisem, yılan derisi sandaletlerim, boncuklu çantam. | Open Subtitles | فستاني الزهري، وصندل من جلد الثعبان وحقيبتي من الخرز |
| Benekli elbisem suratıma kadar çıkmıştı ve yine de 12 servis boyunca oturmam gerekmişti. | Open Subtitles | فستاني البوكا يناسب وجهي ومازال يجب علي أن أحضر 12 فصل |
| elbisem az önce Polonya'dan geldi ve onu görmeniz için size sürpriz yaptım. | Open Subtitles | فستاني قد وصل للتو من بولندا. و أنا متشوقة لكم لرؤيته. |
| Kendi elbisem, hatta senin elbisenle ilgili hiçbir esin kaynağım yok son günlerde. | Open Subtitles | فستانك و حتى فستاني لقد كان الإلهام منعدماً مؤخراً |
| Ayrıca, Elbisemin içine girebilmem gerekiyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أني أريد أن يناسبني قياس فستاني |
| Makyaj malzemelerime zehir mi koydun yoksa Elbiseme pire mi? | Open Subtitles | هل سممتي مكياجي ام وضعتي براغيث في فستاني |
| Ben de yeni Kıyafetimi giymek için bir mazeret arıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أبحث عن حجّة مقنعة لارتداء فستاني الجديد. |
| Bu arada mary ye teşekkür etmek istiyorum Mükemmel bi elbise yaptı | Open Subtitles | أريد شكر صديقتك ماري على فستاني الجديد والرائع |
| Sen gelinliğimi tasarla, geri kalan her şeyi ben hallederim. | Open Subtitles | هذا حفل زفافنا. أنت صمم فستاني. سأهتم بكل شيء أخر. |
| 0 kırmızı elbiseyi hiç gitmemeliydim | Open Subtitles | وكم أعجبه فستاني الأحمر لا كان فستانك وردي |
| Bekle, balo giysimi görmelisin. | Open Subtitles | مهلا ، عليك أن ترى أولاً فستاني لـ حفلة التخرج |
| Çıktığım bir çocuk vardı, kıyafetim de vardı. | Open Subtitles | كان لدي موعد، و كان فستاني جاهزاً |
| Ya onu gördüğümde üstümde gelinliğim olmazsa? | Open Subtitles | ماذا لو لم أكن مرتدية فستاني عندما أراه؟ |
| Gelinliğime kustun sonra da onu becerdin! | Open Subtitles | لقد تقيأت على فستاني ثم ضاجعته |
| elbiselerimi ver yoksa 30 dolar değerindeki karatemi senin üstünde uygularım! | Open Subtitles | اعد فستاني او ساطلق مايسوى 30 دولار من الكارتيه عليك |