| Çocukluğumuz yazları Washington'un Puget Sound'unda ilk büyüme ve büyük büyüme arasında geçti. | TED | فصول الصيف في فترة طفولتي كانت في منطقة بحر بوجيت بولاية واشنطن، بين النمو الأول والنمو الكبير. |
| Alp yazları kısadır, o yüzden marmotlar bu vakti değerlendirip hızla beslenir. | Open Subtitles | أن فصول الصيف على جبال الألـب قصيره لذا يجب على الغـرير التغذى بسرعه وبأسرع ما يمكن |
| Miller yazları Minnesota'daki Iron Range madeninde, ...patlayıcılarla çalışmış. | Open Subtitles | شغّلَ ميلير فصول الصيف في الألغامِ على المدى الحديديِ في مينيسوتا، عَمَل بالمتفجراتِ. |
| "yazın" diye cevapladı. | Open Subtitles | في أحد فصول الصيف |
| Hayat keşke Pearl Lakes'de yazın geçirdiğimiz günler gibi olsa. | Open Subtitles | عزيزتي. ليت الحياة تكون مثل فصول الصيف تلك عند... "بيرل ليكس"؟ |
| Burada uzayan yazlar, kozalaklı ağaçların yerini geniş yapraklı ağaçlara bırakmasını sağlar. | Open Subtitles | فصول الصيف هنا طويلة بما يكفي لكي تستبدل الأشجار الصنوبريات. |
| Burada uzayan yazlar, kozalakli agaclarin yerini genis yaprakli agaclara birakmasini saglar. | Open Subtitles | فصول الصيف هنا طويلة بما يكفي لكي تستبدل الأشجار الصنوبريات. |
| Yazlarımı büyükannem ve büyük teyzemle birlikte geçirirdim. | Open Subtitles | لقد إعتدت ان أقضى فصول الصيف مع جدتى و عمتى الكبرى |
| Yazlarımı burada geçirerek büyüdüm. | Open Subtitles | قضيت كل فصول الصيف هنا و أنا أنضج |
| Genç Malcom ve genç Camden'in yazları geçirdikleri Orso'lara ait kulübe bu. | Open Subtitles | هذه الحجرة العائلية الخاصة بأورسو، حيث ترعرع مالكولم شاب وكامدين صغيرة في فصول الصيف |
| Kuzey Çin, berbat kışları, gaddar yazları ve kavurucu çölleriyle gerçekten de acımasız bir yerdir. | Open Subtitles | شمال الصين مكان قاسي في فصل الشتاء الرهيب فصول الصيف شرسة، الصحاري جافة. |
| yazları oğlumuzla beraber karavanla gezer broşür dağıtır ve Tanrı'nın sözlerini etrafa yayardık. | Open Subtitles | أمضينا فصول الصيف نجوب بتلك الشاحنة مع ابننا إذ كنّا نوزّع الكتيّبات وننشر كلمة الخير |
| yazları, yayık ayranı lolipopları yapardık buzlukta. | Open Subtitles | في فصول الصيف ، كُنا نضع زبدة اللبن في المُجمد |
| yazları Rangoon da, Kızak dersleri.. | Open Subtitles | فصول الصيف في رانجون، دروس اليوجا |
| şikago'dan sadece yazın gelirdik. | Open Subtitles | في فصول الصيف فقط، من "شيكاغو". |
| Ama daha güneyde, yazlar uzun ve otlaklar yemyeşildir. | Open Subtitles | لكن أبعَدُ جَنوباً فصول الصيف أطول والأراضي المعشبة تَزدهرُ. |
| Buzsuz geçen daha uzun yazlar muhtemelen kutup ayısı nüfuslarının azalmasındaki baş neden. | Open Subtitles | فصول الصيف الطويلة الخالية من الجليد قد تكون السبب الرئيسي في أنّ تعدادات تجمعات كثيرة من الدببة القطبية في انخفاض |