| merak ettim. Yapacağın daha iyi işler neydi? | Open Subtitles | ولأشباع فضوليّ فقط , ماذا كانت هذه الأشياء الفاضلة التي كان يجب أن تفعلها ؟ |
| Daha büyük bir güce inanıp inanmadığını merak ettim sadece. | Open Subtitles | أهذه الجملة التي ستقولها لإغرائي؟ كلاّ، إنّما أنا فضوليّ لو كنتِ تُؤمنين بالقوّة العُليا. |
| Hiç kör kimse tanımam. Sadece merak ettim! | Open Subtitles | لا أعرف أناساً أكفاء أنا فضوليّ وحسب |
| Bazı meraklı Melahatlar işinizi yaparken size bakıp bazı teoriler üretebilirler bu yüzden onlara... | Open Subtitles | إن جاء شخص فضوليّ ...ليتساءل عمّا نفعله، قولوا له |
| Arkadaşımız tam da tehlikeli olacak kadar meraklı. | Open Subtitles | صديقنا فضوليّ كفايةً ليكون خطيرًا. |
| Siz İngilizlerin çiftliğimi yakmalarını, okyanusu geçerek... buraya neden geldiğinizi öğrenmek isteyecek kadar meraklıyım. | Open Subtitles | فضوليّ للغاية لأعرف .. السبب الذي جعلكم تعبرون محيطين لمساعدة البريطانيين على حرق مزرعتي |
| Açıp kapatabiliyorsun ama ben biraz meraklıyım. | Open Subtitles | يمكنك تشغيله أو إبطاله، إلّا أنّي فضوليّ. |
| Bilirsin, tüm gün boyunca tıpkı iki yaşında gibi, oldukçe meraklıyımdır. | Open Subtitles | أنت تعلم , أنا فضوليّ طوال اليوم كله أنا مثل الذي عمره سنتان |
| Evet, çok meraklıyımdır. | Open Subtitles | أنا فضوليّ جداً .. |
| Bir önemi olduğundan değil, sadece merak ettim. | Open Subtitles | لا أكترث للأمر، أنا فضوليّ فحسب. |
| Alt tarafı merak ettim. | Open Subtitles | تعلمان ، أنا فضوليّ بعض الشيء فحسب |
| Önemli değil. Sadece merak ettim. | Open Subtitles | لا علاقة بمرضك أنا فضوليّ فقط |
| Erik Estrada falan olmadığımı biliyorum. Sadece merak ettim. | Open Subtitles | أعلم بأني لست (إريك إسترادا) أو شئ كهذا أنا فضوليّ فحسب. |
| merak ettim. | Open Subtitles | -أنا فضوليّ . -صقر البحر ، ذو الذيل الأزرق . |
| O sadece meraklı. O kadar. | Open Subtitles | انه فضوليّ فحسب، هذا كل شئ |
| meraklı böcek. | Open Subtitles | يا لها مِنْ وحش صغير فضوليّ |
| Endişeli değilim. meraklıyım. | Open Subtitles | أنا لست قلقلاً ، أنا فضوليّ |