"فظننت" - Translation from Arabic to Turkish

    • diye düşündüm
        
    • olabileceğini düşündüm
        
    Başka bir şeylere sığınmalıyım diye düşündüm. TED فظننت أنني في حاجة إلى الإنسحاب إلى مكان آخر.
    Bilirsiniz, bu benim eski yırtık pırtık sözlüğümdü. Basım tarihi çok eski olmalı diye düşündüm. TED كان هذا داخل قاموسي القديم فظننت أنها تاريخ الطباعة أثري
    Sorun olmaz diye düşündüm. Bunu yapma. Open Subtitles ‫المكان قريب جداً من الشاطىء ‫فظننت أنه لا بأس بهذا
    Monitörlerin kapandığını ve Olivia'nın dönmediğini anlayınca onu arasam iyi olur diye düşündüm. Open Subtitles عندما رأيت ان شاشات المراقبة تشوشت واوليفيا لم تعد فظننت انه من الأفضل ان آتي وأبحث عنها
    Dışarıdan gelen sesler duydum ve Homer olabileceğini düşündüm. Open Subtitles سمعت ضجة بالخارج فظننت أنه قد يكون (هومر).
    Onu kaybetmiş olabileceğini düşündüm. Open Subtitles فظننت أنك فقدتها
    Trafik durmuştu ..ben de güvenlik şeridini kullanabilirim diye düşündüm ki yakalandım Open Subtitles الزحام المروري كان شديداً فظننت أنه يمكنني المرور من أي مكان
    Seni orada görünce olur da bir gün tesadüfen karşılaşırsın diye dışarıda bir yerlerde bir çocuğunun olduğunu bilmek istersin diye düşündüm. Open Subtitles لقد صادفتك تقف هناك فظننت انه ربما تريد أن تعرف أنه سيكون لك طفل يوماً ما
    Silah sesleri duydum. Yardım lazımdır diye düşündüm. Open Subtitles سمعت اطلاق نار , فظننت انك تحتاج بعض المُساعدة
    Pablo'nun kayıp olduğunu ihbar etsem aramayı bırakırlar diye düşündüm. Open Subtitles فظننت أنه إذا قمت بالإبلاغ بأن بابلو مفقود فإنهم سيتوقفوا عن البحث
    Tobias ve ben, Emily ile birlikte bir aile yemeği planladık ve bize başka planlarının olduğuna dair bir mesaj attı yani belki buraya gelmiştir diye düşündüm. Open Subtitles توبياس و أنا كان لدينا عشاء عائلي مع إميلي مخططاً تركت لنا رسالة ، قائلة ان لديها خطط أخرى فظننت ربما من الممكن انها تريد العودة لهنا
    Bol şekerli sert bir kahve, işe yarar diye düşündüm. Open Subtitles فظننت أن القهوة المركزة والكثير من السكر قد يساعدان
    Müşterilerinin ilgisini çeker diye düşündüm. Open Subtitles فظننت أن عملاؤك قد يكونوا مهتمين بالأمر. هذا يعتمد على الخمر.
    Bir sürpriz işinize yarar diye düşündüm. Open Subtitles فظننت انكم بحاجة لمفاجأة مرحبا
    Onlara yardım etmeliyim diye düşündüm. Open Subtitles فظننت انه يمكنني المساعدة إذا استطعت
    Görünüşe göre Malibu'da yaşamaya devam edeceğiz ve Phil de gittiğine göre, Malibu'ya biraz şekil vereyim diye düşündüm. Open Subtitles حسنٌ، وكما تعلم فيبدو أننا سنمكث في (ماليبو) هنا و(فيل) متعاقد عن العمل مؤقتًا فظننت أنه بإمكاني إعادة ترتيبها
    Shawn vuruldu. Aynısı benim de başıma gelebilir diye düşündüm. Open Subtitles أطلق الرصاص على (شون) فظننت أن هذا قد يصيبني أيضاً
    Sizi kapmış olabilir diye düşündüm. Open Subtitles فظننت أنه قد سرقك وتزوج منكِ
    Ben de onun Appa olabileceğini düşündüm. Open Subtitles ( فظننت أنه ( آبا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more