"فعلت الكثير" - Translation from Arabic to Turkish

• çok şey yaptın
• çok şey yaptım
• çok şey yaptı
• sürü şey yaptım
• çok şey yaptınız
• yapmıştım

Çok şey. çok şey yaptın. Birşeyleri başlattığın için, bugün hayatta olan insanlar var.
الكثير يارجل , لقد فعلت الكثير , الناس أحياء بسبب شئ ما أنت بدئته

Benim için o kadar çok şey yaptın ki, sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
لقد فعلت الكثير من اجلي أنا فقط لا أَعْرفُ كَيفَ اشكرك

Şimdiye kadar pek çok kişiye pek çok şey yaptım.
لقد فعلت الكثير من الأشياء للكثير من الأشخاص حتى الآن

Gurur duymadığım çok şey yaptım.
لقد فعلت الكثير من الأشياء أنني لست فخور.

Çok iyi davrandı, benim için çok şey yaptı.
لا يمكنني القول. كانت رائعة جدا. فعلت الكثير من أجلي.

Bilgin olsun diye söylüyorum, lisede seksten başka bir sürü şey yaptım?
واذا كنت فأنا فعلت الكثير فى الثانويه ، اكثر من ممارسة الجنس لقد كنت رئيسه إتحاد الطلاب

O kadar çok şey yaptınız ki bu toplum için. Hayır, lütfen.
سأدفعها بكلّ سرور ياسيدي، فأنت شخصاً فعلت الكثير للناس.

İçeride ne bulursak bulalım benim için çok şey yaptın ve teşekkür etmek istiyorum.
لايهم مالذي سنجده هنا لقد فعلت الكثير لأجل وأنا اريد أن اشكرك

Bizim için çok şey yaptın. En azından bunun karşılığını verebilmeliyiz.
لقد فعلت الكثير من أجل مجتمعنا وأقل ما علينا فعله هو رد الجميل

Zaten benim için geri ödeyemeyeceğim kadar çok şey yaptın.
أنت فعلت الكثير لى اكثر مما يمكننى رده إليك

Bizim için çok şey yaptın. Çocuklar için de.
تعلمين أنك فعلت الكثير من أجلنا ومن أجل الأطفال

Hayatında pek çok şey yaptın, dostum.
لقد فعلت الكثير من الامور بحياتك يا صديقي

Usta Ip, bugün bizim için çok şey yaptın.
ايها المعلم آي بي، لقد فعلت الكثير من اجلنا الليله

Benim için o kadar çok şey yaptın ki.
لقد فعلت الكثير بالنسبة لي. كل شيء

Müdür olarak gurur duymadığım çok şey yaptım.
كرئيس، لقد فعلت الكثير من الأشياء لست فخورا بها

Zamanında gurur duymadığım pek çok şey yaptım.
في نقطة ما فعلت الكثير من الأشياء ليس الكثير منها أفخر بها

Burada hiç yapmam dediğim çok şey yaptım.
لقد فعلت الكثير من الاشياء هنا مالم أفعلها من قبل على ما أعتقد

Benim için çok şey yaptı.
حسنا، لقد فعلت الكثير من أجلي وكانت تتحدث عنكم دائما يا رفاق

Kabilemiz için çok şey yaptı. Affedilmesinden yanayım.
لقد فعلت الكثير من أجل قبيلتنا يجب أن نعفو عنها

Bir anlamda, Britanya, istemeden, Hong Kong'ta yaptıkları sayesinde, dünyadaki yoksukluğu azaltmak için geçen yüzyıl içinde giriştiğimiz tüm yardım programlarından daha çok şey yaptı.
وبمعنى من المعاني ، وبريطانيا ، عن غير قصد ، من خلال أعمالها في هونغ كونغ ، فعلت الكثير للحد من الفقر في العالم من جميع برامج المساعدات التي كانت لدينا والتي اضطلعنا بها في القرن الماضي.

Bir sürü şey yaptım. Meselâ şu anda onun yemeğini yiyorum.
لقد فعلت الكثير ، أنا أكل من حبوبها الآن

Siz benim için çok şey yaptınız.
انا اعني انك فعلت الكثير من اجلى

Holliday, hayatımda birkaç aptallık yapmıştım.
هوليداى لقد فعلت الكثير من الامور السخيفة فى حياتى