| Yaşlı ve zengin sevgilisi kayıp olduğunu bildirerek öne çıkmadı. | Open Subtitles | وحبيبها العجوز الثري لمْ يُقدّم نفسه أو يُبلّغ عن فقدانها. |
| İş arkadaşları geçen Çarşamba günü işe gelmeyince kayıp ihbarı vermişti. | Open Subtitles | عمال الصيانه ابلغو عن فقدانها الاربعاء الماضي بعد تغيبها عن عملها |
| Bu olunca olabilecek en kötü şeyin, onu kaybetmek olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن بعد حدوث هذا أدركت الآن أن أسوأ شئى هو فقدانها |
| Sam, biterim. Onu kaybedemem. | Open Subtitles | سام, لقد افسدتها لا استطيع فقدانها |
| kayıp ilanında, onun kaybolduğunu bildirmeden, 4 gün beklediğiniz yazıyor. | Open Subtitles | يقال في بلاغ المفقودين أنك إنتظرت أربعة أيام قبل أن تبلغي عن فقدانها |
| Görünmez bir temizlikçi etiketi, ...tıpkı bizim henüz kaybolduğu bildirilmemiş isimsiz cesedimiz gibi. | Open Subtitles | علامة خفية كما أن الشخص الخفي لم يبلغ عن فقدانها عن الآن |
| Günü kurtardığınız kahramanı oynadığınız kaybetmekten korktuğunuz eşinizin ilgisini vesizeolanşüphelerini belli eden terapistinizin onayını aldığınız bir senaryoya geri çekildiniz. | Open Subtitles | الى سيناريو تلعب فيه دور المنقذ و تكون فيه البطل الذي يربح عواطف الزوجة التى خفت فقدانها |
| Ve mümkünse, birini daha kaybetme acısını yaşamasını istemiyorum. | Open Subtitles | اذا امكن,ينبغى علينا ان ندخر ألم فقدانها شخص اخر. |
| Biliyorum, ...keşke göz yaşlarını durdurmak için, ...onu kaybetmenin acısını dindirebilmek için söyleyebileceğim bir şeyler olsaydı ama yok. | Open Subtitles | كُنت آمل أن يكون لدىّ شيء يُمكنني قوله ، لإيقاف دموعكم ، للقضاء على الألم الناتج عن فقدانها |
| 17 yaşındaki Harriet Wells'in kayıp ihbarı ailesi tarafından, Paradise Hills'teki evlerinden yapıldı. | Open Subtitles | اختفاء هرت وللز ذات 17 بلغ عن فقدانها من هنا منزل الوالدين في تلال الجنة. |
| Ve telefonda dediğim gibi bize o kayıp kadınla ilgili verdiğiniz tarife çok benziyor. | Open Subtitles | و كما أخبرتك على الهاتف فهي تطابق مواصفات المرأة التي بلّغتنا عن فقدانها |
| kayıp kişiler veri bankasına bakmalıyız. | Open Subtitles | لابد أن نتفقد قاعدة بيانات الأسماء التي تم التبليغ عن فقدانها |
| Onu tekrar kaybetmek istemiyorum ama başka şansım da olmayabilir. | Open Subtitles | لا أريد فقدانها ثانيةً ولكنه قد لا يكون لي خيار |
| Onun hakkında mı konuşmak istiyorsun? Onu kaybetmek nasıl bir his? | Open Subtitles | ربما أنكي تريدين التحدث عنها تعلمين عن شعورك تجاه فقدانها |
| Katie'yi bir kere kaybettim. Bir daha kaybedemem. | Open Subtitles | لقد فقدت "كايتي" مرة لايمكني فقدانها مرة أخرى |
| Katie'yi bir kere kaybettim. Bir daha kaybedemem. | Open Subtitles | لقد فقدت "كايتي" مرة لايمكني فقدانها مرة أخرى |
| Açılmış bir dava yok çünkü yeğeni ve karısı kaybolduğunu bildirmemiş. | Open Subtitles | لا يوجد ملف قضية لأن إبن شقيقها وزوجته لم يبلغا عن فقدانها |
| Annesi 10 gün önce kaybolduğunu bildirmişti. | Open Subtitles | أبلغت والدتها عن فقدانها قبل حوالي 10 أيام أنا آسفه |
| Kasetteki tarih doğruysa bu, kızın kaybolduğu bildirilmeden iki gün önce çekilmiş. | Open Subtitles | إن كان الوقت صحيحاً على هذا الشريط فقد تم تصويره قبل يومين من فقدانها |
| kaybetmekten korkuyorsun bence onu, ha? | Open Subtitles | أنت خائف من فقدانها, كما أعتقد؟ |
| Hamas Arap Amerikalılar'ın maddi desteğini kaybetme korkusu yüzünden ABD topraklarındaki hedeflere saldırı düzenlemez. | Open Subtitles | حماس لن تقدم على عمل في ارض امريكا خوفا من فقدانها للدعم المالي الامريكي |
| Oğlunu, işini, yaşadığı yeri kaybetmenin sıkıntısı... sonuçları doğurmuş. | Open Subtitles | ،لذا بسبب الضغط من فقدانها لولدها .عملها، و إعالتها... |
| Yani, bilinç kaybı yaşadığı zamanlardan birinde bu geminin sistemini bozduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذا أنت تعتقد أنها إخترقت أنظمه السفينه فى واحدة من فترات فقدانها الوعى |
| Tabii, bu hafıza kaybının getirdiği bir şey olabilir. | Open Subtitles | بالطبع قد يكون ذلك نتيجة فقدانها الذاكرة فحسب |
| Asla kaybetmeye dayanamayacağın bir şeyle yola çıkma. | Open Subtitles | لاتسافر ابدا باشياء ثمينة لاتتحمل فقدانها |