| İdrarı kontrol edememe ve bayılma neyin göstergesidir? | Open Subtitles | التبول اللاإرادي و فقدان الوعي مؤشرات لأي شئ؟ |
| bayılma olayıyla ilgili İnterpol'den gelen istihbaratı tetkik ediyoruz. | Open Subtitles | أجل. أننا نتحقق في حالة فقدان الوعي من الشرطة الدولية. |
| Neyse, bilinç kaybından beri her şey değişti. | Open Subtitles | بأية حالٍ، منذ فقدان الوعي والأمور مختلفة الآن |
| bilinç kaybının hayırlı bir şey olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم كيف تقول أن فقدان الوعي كان شيئاً جيداً |
| Çoğumuz gibi o da bilinç kaybı sırasında şuurunu kaybetti. | Open Subtitles | كحال معظمنا، كان غير واعٍ مسبقاً عندما حدث فقدان الوعي |
| Beyinde bulunan tümör baş dönmesine, bilinç kaybına soluk alıp verme düzensizliğine, kalp ritminde... | Open Subtitles | ورم المخ يسبب الدوار و فقدان الوعي يعبث بنمط التنفس اتساق النبض |
| Bugün buradayız çünkü dünya çapında gerçekleşen bayılmanın bizim deneylerimiz yüzünden olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن هنا اليوم لأننا نعتقد أن فقدان الوعي العالمي قد حدث بسبب تجربتنا |
| BİLİNÇ KAYBINDAN 3 YIL ÖNCE | Open Subtitles | قبل ثلاثة أعوام من فقدان الوعي |
| bayılma esnasında uyanık olan iki adamın kimliğini tespit etmek için, ajanlarımız 7/24 çalışıyor. | Open Subtitles | لقد عيّنا وكلاء تعمل 24 ساعة لتمييز الرجلين، الذين كانا مستيقظان أثناء فقدان الوعي. |
| Tam olarak bayılma olayının süresi. | Open Subtitles | بالضبط رقم الثواني التي دامها فقدان الوعي. |
| Dışarıdan bakıldığında bilinç kaybından sonra aynı görünüyordum. | Open Subtitles | من الخارج، كنت أبدو الشخص نفسه بعد فقدان الوعي |
| Ağzını açtığın anda beni de tehlikeye attın ve sürekli söylediğim gibi, bilinç kaybından... | Open Subtitles | تورّطتُ لحظة فتحتَ فاك و كما قلت مراراً لا أظننا المسؤولين عن فقدان الوعي |
| Ambulansın bilinç kaybından beri terk edilmiş bir restorana kadar izini sürdük. | Open Subtitles | تقفّينا أثر سيارة الإسعاف إلى مطعم تمّ إخلاؤه قبل فقدان الوعي |
| bilinç kaybının kimsede kalıcı beyin hasarı bırakmış olması mümkün mü? | Open Subtitles | هل يُحتمل أنّ فقدان الوعي سبّب إصابةً دائمة لدماغ أيّ أحد؟ |
| Ama hâlâ bilinç kaybının nedenine ilişkin şüphelerim var. | Open Subtitles | لكن ما زال لديّ شكوك بالنسبة لسبب فقدان الوعي |
| Ama sonra bilinç kaybı oldu ve bu adam ölümle burun buruna geldi. | Open Subtitles | لكن جاء فقدان الوعي و واجه هذا الرجل موتاً محتماً |
| Bu mesajı 2010'da seyrediyorsan küresel bilinç kaybı başarılı oldu demektir. | Open Subtitles | إن كنتَ تشاهد هذه الرسالة عام 2010 فهذا يعني أن فقدان الوعي العالمي كان ناجحاً |
| Öngöründe bilinç kaybına engel... | Open Subtitles | كنت تعمل على حماية فقدان الوعي في لمحتك؟ |
| Beni NLAP'e sok, bilinç kaybına kimin sebep olduğunu söyleyeyim. | Open Subtitles | خذيني إلى المسارع الخطي الوطني و سأقول لكِ من سبّبَ فقدان الوعي |
| Altıncı arama bayılmanın otuzuncu saniyesinde gerçekleşmiş. | Open Subtitles | دارت المكالمة السادسة 30 ثانية أثناء فقدان الوعي. |
| Bilinç kayıpları geçiriyor, kendini kaybediyor. | Open Subtitles | لكنه يعاني من فقدان الوعي مما يجعله يضيع في أعماق نفسه |
| bilinçsizlik, satabileceğim güzel bir ürün. | Open Subtitles | فقدان الوعي في صفقة رائعة،هذه أستطيع بيعها |