| Sadece plana olan ilgini kaybettin mi diye kontrol ediyordum. | Open Subtitles | كنت أتأكد فقط أنكِ لم تفقدي الاهتمام في المشروع |
| Belki dışarı çıkıp eğlenmek istersin diye düşündük mesela dansa falan giderdik. | Open Subtitles | لقد ظننا فقط أنكِ ربما تريدين الخروج ,وتستمتعين ربما ترقصين ؟ |
| Hayır, hayır. Yalnızca biraz renk katmak istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لا, لا,لقد اعتقدت فقط أنكِ ربما تريدين لون ما |
| Reddedildiğinde bu şekilde konuşursun diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت فقط أنكِ ستبدين هكذا في مواجهة الرفض. |
| Oraya gidip bir şey yapmayacağını biliyorum ama onun ve bebeğin nerede olduğunu bilmek istersin diye düşündüm... | Open Subtitles | أعلم أنتِ لن تهرعي إلى هناك أو أي شيء، لكنني ظننت فقط أنكِ سترغبين في معرفة |
| Zavallı bir kaltaksın diye herkes için bu partiyi mahvettin. | Open Subtitles | ليس فقط أنكِ كنتِ عاهرة بلا شعبية لقد أفسدتي الأمر على الآخرين,أيضاً |
| Bir arkadaşa yardım edebilirsin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد أعتقدتُ فقط أنكِ قادرة علي مساعدة صديق |
| Sadece işler yolunda gitmedi diye evden gecenin bir yarısı kaçıp gitmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | عدينيّ فقط أنكِ لن تهربي من بيتكِ في منتصف الليل لأن الأمور لاتسير على طريقتكِ. |
| Pizza falan yemek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت فقط أنكِ قد ترغبين في تناول البيتزا أو شيء ما |
| - Biraz istersin diye düşündüm... - Çık git buradan! | Open Subtitles | لقد اعتقدت فقط أنكِ تريدين اخرج من هنا |
| Belki onları görmüşsündür diye düşündüm o kadar. | Open Subtitles | ظننتُ فقط أنكِ قد تكونينَ رأيتهم... هذا كل مافي الأمر |
| Sen kafadan söylersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت فقط أنكِ قد تعرفين بشكل مباشر. |