| Eğer öğrendiğin herşeyi bir kenara bırakabilecek ve bana güvenebileceksen. | Open Subtitles | فقط إذا كنت راغباً لتضع جانباً كل شيء تعلمته وتثق بي | 
| Eğer tehlikeyi göze alabileceksen cesaretini en zorlu görev için ortaya koyabileceksen ve... | Open Subtitles | فقط إذا كنت مستعداً لمواجهة الخطر وتضعرجولتكفي موضعإمتحانو.. | 
| Ama Eğer tek oyla kaybetmiş olsaydın daha çok acı verirdi. | Open Subtitles | لأنه فقط إذا كنت فقدت بفارق صوت واحد، فهذا هو مفجع. نعم، سيكون من المفجع. | 
| Um... sadece merak ediyordum Bana gösterebilir misin Tuvaletin olduğu yer. | Open Subtitles | كنت أتساءل فقط إذا كنت يمكن أن تظهر لي حيث مرحاض. | 
| Onu sevdin mi diye hiç sormadım, sadece siktin mi diye sormuştum. | Open Subtitles | لم اسألك أبدًا ما إذا كنت تحبها، فقط إذا كنت تضاجعها. | 
| sadece hıçkırık tuttuğunda. | Open Subtitles | فقط إذا كنت تعانين من الحازوقة أيضا الصور من أجلك. | 
| Eğer Dünya'nın savunması için Antartika'daki koltuk aletini kullanmak için bana ihtiyaç duyarsanız... | Open Subtitles | أريدك ان تعلم فقط إذا كنت تُريدُني أَنْ أَستعملَ جهاز الكرسي في القارة القطبية الجنوبيةِ | 
| Eğer popondan vurulacak kadar aptalsan. | Open Subtitles | فقط إذا كنت غبيا بما يكفي لتضرب في مؤخرتك من أحدهم | 
| Eğer ana sisteme sızacak kadar zekiysen neden bu kadar belaya bulaşmadan parayı çalmıyor ki? | Open Subtitles | أفكر فقط إذا كنت ذكيا بما فيه الكفاية لاختراق الحماية المركزية لماذا فقط لا تجد طريقة لسرقة المال | 
| Eğer hizmet edeceksem tam yapmalıyım diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا أحسب فقط إذا كنت ستعمل خدمة، أنا ينبغي أن تكون. | 
| ee aslında düşündüm de... bir fikrim var Eğer ilgilenirsen. | Open Subtitles | -جيّد، في الحقيقة، إعتقدت لذلك أنا أريد إدارة فكرةً بواسطتك فقط إذا كنت مهتماً | 
| Eğer güçleri ile daha dikkatli olan Ama yalnızca. | Open Subtitles | فقط إذا كنت أكثر حرصاً على قواكِ | 
| Ama Eğer sadece çeneni kaparsan. | Open Subtitles | ولكن فقط إذا كنت من فضلك أخرس. | 
| Eğer inanıyorsan güzel cevap. | Open Subtitles | إجابة جيدة فقط إذا كنت تؤمن بها | 
| sadece hıçkırık tuttuğunda. | Open Subtitles | فقط إذا كنت تعانين من الحازوقة أيضا الصور من أجلك | 
| Düşmanını meşgul etmek için sadece tutarlı, stratejik hedefler belirlemelisiniz. | Open Subtitles | سوف تقوم بمقاومة العدو فقط إذا كنت متوافقاً مع الهدف الإستراتيجي الشامل الخاص بك | 
| sadece kazanıp kazanmadığınızı öğrenirsiniz diye bilirdim. | Open Subtitles | كنت أظن أنك تعرف فقط إذا كنت فائزاً أم لا | 
| Ben hala eski Paige'im, sadece şimdi kafiyeli konuşursam, sihirli bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | أنا لا تزال بيج القديمة نفسها، الآن فقط إذا كنت جعل قافية، والسحر يحدث. | 
| sadece onunla dans etmemi istedi, hepsi bu. | Open Subtitles | سألني فقط إذا كنت أرغب بالرقص هذا كل شيء | 
| sadece Arthur'u sizin o taraflarda görmüş olabilir misiniz? Diye merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت أتسائل فقط إذا كنت قد رأيت ابني آرثر في مكان ما في أرضك | 
| sadece burada yaşayanlara, değil mi Sayın Bakan? | Open Subtitles | فقط إذا كنت واقف على أرضها، أليس كذلك، سيدي الوزير؟ |