| Rosie Sadece bu düşünceye katlanamıyorum. | Open Subtitles | روزي. فقط لم اعد قادر على ان اتحمل الفكرة |
| Sadece bu kadar sexi bir kızın olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا فقط لم أَعرف ان عندك مثل هذا البنت المغريه |
| Hayır. bir türlü başlayamadım. | Open Subtitles | لا مانع عندى , لكنى فقط لم استطع ان ابدأ فيه |
| Doğanın korku ve bir o kadar da meraklı güzelliğinin üzerinde olduğuma bir türlü inanamıyordum. | Open Subtitles | وكنت ، مثل ، وذلك في رهبة من الجمال الطبيعي وأنا فقط لم أصدق كان ، مثل ، في الواقع يحدث ، وتعرفون؟ |
| Ben sadece açıklayamam. | Open Subtitles | كان عليّ فعل هذا فقط لم يكن بوسعي التفسير |
| -Yemekler güzel, Ben sadece aç değildim bu gece... | Open Subtitles | الطعام ممتاز فقط لم أكن جائعاً جداً الليلة |
| Sadece fırtınanın bu kadar süreceğini tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | ان فقط لم أعتقد ان العاصفه ستستمر كما استمرت |
| Henüz bulunmamış olması, öyle bir şey olmadığı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لم يعثر عليها هذا لا يدل على انها موجودة |
| Bence kapı bu. Sadece onu açmasını bilmiyordu. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا هو الباب إنه فقط لم يكن يعرف كيفية فتحه |
| Sadece bu kadar istekli olduğum bir güne denk gelmeyeceğini umuyordum. | Open Subtitles | حقاً، كنت أعرف أن هذا اليوم .. سيأتي، أنا فقط لم أعرف أن ذلك اليوم سيأتي عندما أكون مُثارة للغاية |
| Paslanmadın, Doktor.Sadece bu konuda zaten iyi değildin. | Open Subtitles | لا يعلوها الصدأ انت فقط لم تكون ابدا جيد في ذلك. |
| Sadece bu kadar erken olacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط لم, أنا فقط لم أعرف إنه سيكون قريبا جدا |
| Ama ölümlülüğümün bilincini bir türlü üstümden atamadım. | Open Subtitles | أنا فقط لم أتمكن من معرفة معدل الوفيات الخاص بي |
| bir türlü insanların neden daha çok hayatın dışından şeyler istemediklerini anlamazdım. | Open Subtitles | أنا فقط لم أفهم لماذا الناس لم تتوقّع المزيد عن الحياة |
| Olayın dışında kalamadın bir türlü değil mi? ! | Open Subtitles | انت فقط لم تستطع الخروج من الأمر اليس كذلك ؟ |
| Üzgünüm, Ben sadece daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim. | Open Subtitles | ..أنا أسفة. أنا فقط ..لم أشاهد أبداً شيءً مثل هذا من قبل |
| Bunların hiçbirinin sana zarar vermesini istemedim, Ben sadece seni kaybetmeyi göze alamadım. | Open Subtitles | لم اقصد ابداً ان ادع هذه الاشياء تحصل لك لم افعل, انا فقط لم استطيع ان اتحمل خسارتك |
| Ben sadece o kıza gitmemi düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط لم أكن أظن بأنني سأمضي قدما مع فتاة |
| Sanırım o ölene kadar, Helen gibi bir eşe sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu fark etmemiştim. | Open Subtitles | أعتقد أنني فقط لم أعلم لأي درجة كنت محظوظاً لأحظي بزوجة مثل هيلين حتي فقدتها |
| Galiba bu kadar korkacağımı tahmin etmemiştim, hepsi bu. | Open Subtitles | أعتقد أننى فقط لم أفكر أننى سأكون بهذا القدر من الخوف |
| Zamanımın tükendiğini fark etmemiştim, hepsi u. | Open Subtitles | أنا فقط لم أدرك أنني لم يعد لديّ وقت هذا كل ما في الأمر |
| Herkesin mücadele etmesi ve savaşması gerek, sadece Henüz bunun farkında değiller. | Open Subtitles | كُل شخص يَجِب أن يُكافح ويُحاربَ هم فقط لم يدركوا لحد الآن |
| Yamamoto'nun şifresini çözdük, fakat Henüz tamamını anlamış değiliz. | Open Subtitles | مات , نحن قد اخترقنا شفره ياماموتو لكننا فقط لم نستطيع حلها |
| Evet, Sadece onu babam dışında, biriyle öpüşürken görmemiştim. | Open Subtitles | نعم، إنه فقط لم أرها تقبل أحداً غير أبي. |
| Hayır, Aptal olma. Sadece onu bulamadım. | Open Subtitles | لا، لا تكن سخيفاً أنا فقط لم أكن أتمكن من العثور عليه |