| Bizim gibi çocukların kötü hissetmelerini sağlamaya çalışıyor sadece. | Open Subtitles | إنه فقط يحاول أن يجعل من هم مثلنا يشعرون بالسوء |
| - Aklına girmeye çalışıyor sadece. | Open Subtitles | انه فقط يحاول ان يدخل تحت جلدك - يقصد ان يتغلل في نفسيتها |
| Yapma, senin gözüne girmeye çalışıyor işte. | Open Subtitles | هو فقط يحاول أن يصل لجانبك الجيد |
| Beni sinir etmeye çalışıyor işte. | Open Subtitles | إنه فقط يحاول أن يجعلني أفعل ما يريد |
| Muhtaç durumdaki insanlara yardım etmeye çalışıyordu sadece. | Open Subtitles | كان فقط يحاول أن يساعد هؤلاء المحتاجين |
| Muhtaç durumdaki insanlara yardım etmeye çalışıyordu sadece. | Open Subtitles | كان فقط يحاول أن يساعد هؤلاء المحتاجين |
| Belki beynim bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | ربما كان عقلي فقط يحاول أن يقول لي شيئاً |
| Sadece o kadına yardım etmeye çalışıyor, hepsi bu. - Onu beceriyor mu? | Open Subtitles | إنه فقط يحاول مساعدة المرأة هل نام معها؟ |
| Sataşıp, kışkırtmaya, sinirlendirerek hata yapmaya zorlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه فقط يحاول أثارتكِ لتعنيفك , لتشويكك لحدوث بعض الحوادث المؤسفة |
| Eteklerini giymeye çalışıyor sadece. | Open Subtitles | إنّه فقط يحاول تجربة تنورتكِ |
| Bize kök söktürmeye çalışıyor sadece. | Open Subtitles | هو .. هو فقط يحاول ان يمازحنا |
| Belki de iyi biri olmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | رُبَّمَا هو فقط يحاول أن يكُونُ لطيف. |
| Seni sarhoş etmeye çalışıyor çünkü sen birileriyle sevişirken sizi izleyecek. | Open Subtitles | إنه فقط يحاول أن يجعلك تثملين حتى .يتمكن من مشاهدتك تمارسين الجنس الغرباء لاحقا |
| Senin sabrını zorlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | هو فقط يحاول أن يجعلك شديد الثقة. |