| Senfoni Sarayı'na uğramıştım ve kendi kendime dedim ki: | Open Subtitles | كنت فقط أمر علي القاعة السيمفونية فقلت لنفسي |
| ve kendi kendime dedim ki: "LZ, uzun zamandır, bunun dışında tutuldun. | TED | فقلت لنفسي: "ل.ز. كنتَ محروماً من هذا لمدةٍ طويلة. |
| Ona baktım ürünleri kokluyordu ve kendi kendime... | Open Subtitles | وعندما نظرتُ للأعلى كانت تشم البضاعة فقلت لنفسي |
| Ve ben de "Vay be, sonunda buldum, Bu hariha" diye düşündüm. | TED | فقلت لنفسي .. " واو .. لقد وجدتها .. هذا رائع " |
| kendime dedim ki " Tamam, harika -- her çeşit numuneyi toplayacağız. Farklı yerlere gideceğiz. | TED | فقلت لنفسي: "حسناً، عظيم سنقوم بجمع كل أنواع العينات. سنذهب إلى جميع تلك المناطق المختلفة. سيكون رائعاً" |
| Seni hiçbir şey hatırlamaz şekilde hastanede bulduğum zaman kendi kendime dedim ki bu kız bir ödül. | Open Subtitles | عندما وجدتك في المستشفى ...لم تكوني تتذكري أي شيئ ..فقلت لنفسي هذه الفتاة هدية |
| ..kendime dedim ki, " Marlene, yap şunu." Ve atladım. | Open Subtitles | فقلت لنفسي "(مارلين)، افعلي ذلك" وقفزت داخل الحوض |
| Bende kendi kendime dedim ki, "bu hiç adil değil" | Open Subtitles | ."فقلت لنفسي"ذلك ليس عدلا |
| Provo yerine geldigimde, sadece 11 cocugun orada oldugunu gordum, ve kendi kendime su soruyu sordum: "Bu programi mi kapatmaliyim yoksa cocuklarin sayisini mi arttirmaliyim?" | TED | وعندما وصلت لموقع البروفة, لم يكم هناك سوى 11 طفل فقط. فقلت لنفسي, "هل أُنهي البرنامج او اقوم بمضاعفة هؤلاء الطفال؟" |
| Öyleyse peki, beş malzeme ile başlarım diye düşündüm. | TED | فقلت لنفسي .. سوف ابدأ بخمس مواد اساسية |
| "Bay Huf, evinin havaya karışıp gittiğini duyduğuna hiç memnun olmayacak" diye düşündüm. | TED | فقلت لنفسي أن السيد "هوف" لن يكون سعيدا حين أخبره بأن بيته أصبح في مكان اخر في الجو. |
| Salyası akıyor,.. ...gözleri boş bakıyordu. Ve düşündüm: | Open Subtitles | كان لعابه يسيل، وكانت عيناه فارغتين، فقلت لنفسي |