| Düzenli bir stüdyoda daha iyi çalışabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا فقط فكرت بأنك ستعملين بشكل أفضل والأستوديو نظيف. |
| Ben ben senin Noel sabahına benzediğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرت... . فكرت بأنك جميلة كصباح عيد الميلاد |
| Ben de öyle olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا فكرت بأنك ممكن ان تكون من هذا النوع |
| Tabii ki. Benimle iş yapmak isteyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أجل , لقد فكرت بأنك قد تريد أن توظفني |
| Güzelim kızlarıma bakmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بأنك قد تحبين إلقاء نظرة على سيداتي الجميلات |
| Biraz ilham sana iyi gelir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرت بأنك تحتاجين إلى بعض الإلهام |
| Madem size çay ısmarlıyorum siz de bana gerçek bir içki ısmarlarsınız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | -عـذرا؟ حسنا، بالنظر لشرائي لك الشاي، فكرت بأنك ربما يمكنك أن تشتري لي شرابا حقيقيا. |
| Yanına arkadaş istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرت بأنك قد تستمع ببعض الرفقة |
| Geleceğini düşünmüştüm de. | Open Subtitles | لقد فكرت بأنك ستأتي |
| Beğeneceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرت بأنك سوف تحب هذا |
| Babanın Buckets'ı köpek parkına götürdüğünü bilmelisin diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بأنك يجب أن تعلم بأن والدك أخذ بوكتس لحديقة الكلاب |
| Hayır, bir dostum yakaladı, ama senin proteine ihtiyacın var diye düşündüm. | Open Subtitles | لا, أحد أصدقائي اصطادها, لكني فكرت بأنك تحتاج البروتين |