| Daha sonra, sizin de bildiğiniz gibi, dünyanın her tarafında yapılan, özellikle TEDx Konuşmaları başta olmak üzere binlerce konuşma var diye düşündük. | TED | ومن ثم فكرنا أن هناك آلاف المحادثات الأخرى حول الموضوع، لا سيما محادثات تيدكس، التي ظهرت في جميع أنحاء العالم. |
| Oh hayır. Haftasonu davet edilmeden şöyle bir uğrayabiliriz diye düşündük. | Open Subtitles | لا , فقط فكرنا أن نجيء إلى هنا بدون دعوة فى عطلة نهاية الأسبوع |
| Her zaman Will yalnız kalmasın diye bir çocuk daha yapmamız gerektiğini düşünürdüm. | Open Subtitles | أعنى ،لقد فكرنا أن ننجب مرة أخرى لأجل ويل تحديدا |
| Her zaman Will yalnız kalmasın diye bir çocuk daha yapmamız gerektiğini düşünürdüm. | Open Subtitles | أعنى ،لقد فكرنا أن ننجب مرة أخرى لأجل ويل تحديدا |
| Uğrayıp sizlere küçük bir seranat yapalım dedik. | Open Subtitles | فكرنا أن نزورك ونحضر لك القليل من الويسكي, مون |
| Bizim için zevk. Evet, annemizle birlikte yaşayan adamı daha iyi tanımamız gerektiğini düşündük, değil mi? | Open Subtitles | أجل , لقد فكرنا أن نتعرف على الرجل الذي يواعد أمنا , صحيح؟ |
| Bu vakti değerlendirelim diye düşündük buraya tatile geldik. | Open Subtitles | ولذلك فكرنا أن نأخذ هذا الوقت هنا فى عطلة |
| Karım eve o pullardan getirdi, ve biz de bebeğimiz olsun istiyoruz o yüzden denemeye değer diye düşündük. | Open Subtitles | ولدينا رغبة كبيرة بإنجاب طفل لذا فكرنا أن الأمر يستحق التجربة |
| Bırakalım da diğer işlerinizle ilgilenin diye düşündük, Bay Utter. | Open Subtitles | فقط فكرنا أن نطلق لك مسؤوليات أخرى |
| Dün gece Callie'nin evinde kaldık, bu gece de, burada kalabiliriz diye düşündük. | Open Subtitles | قضينا ليلة امس عند(كالي) لذا فكرنا أن نقضي هذه الليلة هنا |
| Biz de, Paige gelip ona yardım eder belki diye düşündük. | Open Subtitles | و فكرنا أن تعود "بيدج" للمنزل لمساعدتنا |
| Saatler burada biraz hızlı gidiyor. Biz de uğrayıp, onları bir kuralım dedik. | Open Subtitles | الساعات تجري بسرعة هنا فكرنا أن نمر ونضبطها |
| Siz arkadaşlarımıza, Noel hazırlığında yardım gerekir dedik. | Open Subtitles | فكرنا أن الفتيان يحتاجون لقليل من المساعده للإستعداد لعيد الميلاد |
| Yakışıklı ile san kahvaltı getirelim dedik. | Open Subtitles | هاندسوم وأنا فكرنا أن نحضر لك الإفطار |
| Hayatlarında iyi bir şey olsun isteyen insanların ebeveynlerini öldürmeleri gerektiğini düşündük o kadar. | Open Subtitles | فكرنا أن على الناس أن يقتلوا آبائهم ان ارادوا أن ينتجوا أمراً جيداً في حياتهم |