| Joo Won'un seçtiği kadın olduğu için çok iyi biri olmalı. | Open Subtitles | بما أن كيم جو أختارها فلا بد أن تكون فتاة جيدة |
| Hala evli olduğunuza göre iyi gitmiş olmalı, değil mi? | Open Subtitles | لا زلتما متزوجين فلا بد أن الأمر جرى بخير، صحيح؟ |
| Eğer kurbanlardan biriyse, insanlar onu adamla birlikte görmüş olmalı. | Open Subtitles | إذا كانت إحدى ضحاياه فلا بد أن الناس رأوهما معاً |
| Daimyo'nun vârisleri olmalı ki hanedanlığı devam edebilsin. | Open Subtitles | فلا بد أن ينجب أمير المقاطعة وريثا وإلا فإن عائلته ستتعرض للانهيار |
| Her sezgin yanlışsa tam tersi doğru olmalı. | Open Subtitles | لو كل غرائزك خاطئة، فلا بد أن يكون النقيض صحيحاً. |
| Elektromagnetik dalgalar oraya kadar ulaşmış olmalı. | Open Subtitles | لذا فلا بد أن الموجات الإلكترومغناطيسية قد وصلت إلى هناك تواً. |
| Senin gibi ışıkta yaşayan biri karanlıkta olmakta biraz sıkıntı çekiyor olmalı. | Open Subtitles | بالنسبة من هم مثلك الذين اعتادوا على العيش في النور فلا بد أن الظلام يزعجهم |
| Bu sinyal, gerçekten on altı yıldır tekrar ediliyorsa adada bir güç kaynağı olmalı. | Open Subtitles | إن كان بث المرأة الفرنسية يجري في حلقة منذ 16 سنة فلا بد أن هناك مصدراً للطاقة على الجزيرة |
| Eğer çocuklarıma fokstrot öğretmekten bahsediyorsan, ...bu kamera şakası olmalı. | Open Subtitles | إذا كنت تتحدث عن تعليم طلابي الفوكسترات فلا بد أن أكون على التلفزيون |
| Bakın, tüm itirafçılar bu tarz yalan ifadeler verdiklerine göre bu kişilerin arkasında başkaları olmalı. | Open Subtitles | انظروا، بما أن جميع المرتدون عن جماعاتهم يدلون بإفادات باطلة، فلا بد أن أفترض أن هناك ملقنا مجهولا من ورائهم |
| Manda pirinç tarlalarının orada çalındığına göre, hırsızların ayakkabılarında çamur olmalı. | Open Subtitles | بما أن الجاموس سرق من حقول الرز، فلا بد أن يكون هناك وحل بأحذية الناهبين |
| Bu çipler bir tekno-organik arayüz gibi canlıysa saat de onları tararken aşırı yüklenmiş olmalı. | Open Subtitles | كأنها من واجهة تقنية عضوية فلا بد أن الساعة قد تضاعف سرعتها لكي تفحصها |
| Bu yüzden, Bernini heykeli onlardan birinin içinde olmalı. | Open Subtitles | إذن فلا بد أن تمثال بيرنيني موجود في واحدة تحمل اسم كهذا. |
| Başka bir aygıta taşındıysa, başka bir yerlerde olmalı, canlandırmayı yapabiliriz. | Open Subtitles | حسناًً، إذا تم تنزيله فلا بد أن يكون بمكان ما وإذا كان بمكان ما، يمكننا أن نحصل على برناج الإحياء خاصتنا |
| Astronot giysilerinin ortalama yüksekliği göz önüne alındığında bu yapı yaklaşık 4-5 metre uzunluğunda olmalı. | Open Subtitles | على فرض إن الأجسام في البدلات طولها متوسط فلا بد أن يبلغ طولها 4 أو 5 أقدام |
| Bu yüzden, fiziğin temel prensiplerine dayanarak onlar da hareket ediyor olmalı. | Open Subtitles | لذا , وبتطبيق نفس المبدأ الفيزيائي البسيط . فلا بد أن جميعهم يبتعدون أيضاً |
| Eğer girdabında ilerleyebiliyorsak, bir şeyden yapılmış olmalı. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانك الدوران خلاله، فلا بد أن يكون مصنوعاً من شيء ما.. المربى مثلاً مصنوع من الفراولة.. |
| Gözetlenmişseniz, çok uzak mesafeden olmalı. | Open Subtitles | إذا كان ثمة من يتبعكم فلا بد أن يكون من على مسافة كبيرة جدًا |
| Buna da bir indirim olmalı tabi ki, kendim yapıyorum sonuçta. | Open Subtitles | فلا بد أن يكون هناك خصم لي بالتأكيد ، حيثُ أني أقوم بهذا بنفسي |
| Eğer karın oğluna yaklaşmanı istemediyse ve mahkemede bunu kabul ettiyse, bunun bir sebebi olmalı, değil mi? | Open Subtitles | أذا طلبت زوجتك منك أن تبقى بعيدا عن أبنك ووافقت المحكمة ذلك, فلا بد أن يكون هناك سبب . هه ؟ |