| İşsiz kalmak istemiyor olmam, ona ona bağımlı olduğum anlamına gelmez. | Open Subtitles | إن كنتُ لا أريدُ البطالة فلا يعني هذا أنّني متعلّقٌ به |
| Ama anlayış göstermek her şeyi kabul edeceğimiz anlamına gelmez. | Open Subtitles | ولكن أن نتفهّم, فلا يعني ذلك أن نقبل بأي شيء. |
| Haritada görünmemesi yok olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | لإنها ليست على الخارطة فلا يعني ذلك إنها غير موجودة |
| Birşey önemliyse, küçük olmaması anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأن شئ ما مهم, فلا يعني ذلك أنه ليس صغير جداً. |
| Tamam, Lukas fiziksel olarak kutuya girmeye zorlanmasa bile, ...bu kendiliğinden girdiğini göstermez. | Open Subtitles | حسناً حتى لو أقحم جبراً في الصندوق فلا يعني أنه دخل بنفسه |
| Bülteni okumamış olmam kızımı umursamadığım anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنني لم أقرأ نشرة الأخبار فلا يعني أنني لا أهتم بأبنتي |
| Donanma terapistini görmemiş olması üs dışından biriyle görüşmediği anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنها لم تذهب لطبيب نفساني من البحرية فلا يعني إنها لم تذهب لأحدهم خارج القاعدة |
| Gerçi... işte...bilmem ne adasına varmamız, Ayçiçeği samurayıyla karşılaşacağımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | على كل حال, حتى و إن كنا سنذهب إلى تلك الجزيرة, فلا يعني ذلك بأننا سنصل على ذلك الساموراي ذو رائحة دوَّار الشمس, صحيح؟ |
| Dindar olması kıçına tekmeyi basmayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | إذا كان متديناً فلا يعني هذا أنه لن يردها لك |
| Mesela bir araba caddede sağdan giderse bu tersten gittiği anlamına gelmez, öyle değil mi? | Open Subtitles | إن عبرت السيارة الطريق من جهة اليمين فلا يعني هذا أنها تسير بالمقلوب |
| Sırf evlat edinme ajansından onay almış olman çocuğun annesinden de onay alacağın anlamına gelmez. | Open Subtitles | إن كنتِ قد قُبلتِ كأمٍّ من وكالة التبنّي فلا يعني ذلك أنّكِ ستقبلين من أم الطفل |
| Senin bağlanmış olman, benim de bağlanacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | اسمعي, لكونك اسقريت على أحد ما فلا يعني أنه يتوجب علي أنا كذلك |
| Bizim gaz maskelerimizin olup, sizin olmaması bulunduğunuz zor durum hakkında empati yapamayacağımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأن لدينا قناع غاز وليس معكم فلا يعني هذا أننا لا نشعر بالتعاطف معكم في أزمتكم |
| Ama babanın makine hakkında daha çok şey öğrenmesi resimde tarif edilen olayları engelleyebileceği anlamına gelmez. | Open Subtitles | حتى لو عرف المزيد عن ذلك الجهاز فلا يعني ذلك أنّ يستطيع أن يمنع الحدث المصوّر بهذا الرّسم |
| Güzel ve zeki olman iyi bir yargı becerin olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسناً، بكونكِ ذكيّة وجميلة فلا يعني أنّ لديكِ حكم جيّد |
| Bahsedilmemesi olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرّد أنّه لم يذكر هناك فلا يعني أنّه لم يكن هناك. المعذرة |
| Sus. ...benim annemin beni hiç sevmediği anlamına gelmez. | Open Subtitles | ـ تزقف ـ فلا يعني أن والدتي لا تحبني أبداً |
| Şu olabilir ki, sizin kimseyi görmemiş olmanız birinin sizi görmediği anlamına gelmez. | Open Subtitles | إذا لم تكوني قد رأيتِ أحداً.. فلا يعني أنّ أحداً لم يراكِ. |
| Sırf yüzlerce kilometre uzaktaki bir sorunla uğraşıyorsunuz diye ...bu başka bir tanesinin kapınızın eşiğinde vuku bulmayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | فكونك مشغول بعملية خطيرة في مدينة أخري علي بعد مئات الأميال فلا يعني هذا أن الأمن مستتب في منزلك ولن تكون هناك مشاكل |
| Ve dışınızda her ne kadar asık ve sert de olsanız bu içinizde tam tersi olmadığınızı göstermez. | Open Subtitles | وبالرغم من انكِ قاسية من الخارج فلا يعني أنكِ لستِ العكس تماماً من الداخل |