| Ama annenin kulak tıkaçları var, o yüzden dert etmemize gerek yok. | Open Subtitles | ولكن والدتك ترتدتي سدادات اذن فلسنا بحاجة الى القلق بخصوصها |
| Herkes cevabı biliyorsa, yarın ki teste hazırlanmamıza gerek yok. | Open Subtitles | حسناً، إذا كان الجميع يعرفون الأجوبة. فلسنا بحاجة إلى الاستعداد بعد الآن لاختبار يوم الغد. |
| Eğer yapmamız gereken büyük konuşma buysa, yapmamıza gerek yok. | Open Subtitles | لذا إنْ كانت هذه المحادثة المطوّلة التي كان ينبغي أن نخوضها، فلسنا بحاجة لها |
| Hayır. Zaten elimizde bir tane benden var. Bir tane daha bana ihtiyacımız yok, tamam mı? | Open Subtitles | كلا، هناك واحدة مني بالفعل، فلسنا بحاجة لأخرى مثلي، حسنًا؟ |
| Sonuçta paraya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | فلسنا بحاجة إلى المال. |
| Getirdiğin her neyse ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | أياً كان ما جئته، فلسنا بحاجة إليه دايل باربرا) لم يتحسن) |
| Peg bana herşeyi anlattı. Ve bu gece burada olanları kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لقد أخبرتني (بيغ) بكل شيء، وعلى قدر علمي فلسنا بحاجة لإخبار أحد بما حدث الليلة هنا |
| Onlardan saklanmamıza gerek yok. | Open Subtitles | فلسنا بحاجة للإختباء منهم |