| Ve Florin' deki hiçbir kimse buraya bu kadar çabuk gelemez. | Open Subtitles | هل هناك أحد فى فلورين يمكنه العبور هنا بسرعه كبيره ؟ |
| Florin şehrinin ana meydanı daha önce hiç olmadığı kadar dolmuş ve büyük prens Humperdinck' in gelecekteki eşinin kim olacağını işitmek üzere bekliyordu. | Open Subtitles | كان الميدان الرئيسى لمدينة فلورين مزدحما بشكل لم يحدث من قبل لسماع الأعلان عمن تكون عروس الأمير العظيم همبردينك |
| Bizler yeterince uzaklaştığımızda, onu Florin' e geri götür ve Umutsuzluk Zındanı' na at. | Open Subtitles | عندما نبعد عن مرمى البصر عد به الى فلورين و ألقى به فى حفرة اليأس |
| Bu gece eve zamanında dönmezsem Florine kriz geçirecek. | Open Subtitles | فلورين ستصاب بنوبة لو لم أعد للبيت على الموعد الليلة |
| Tanrım, bize acı! Bayan Florine'in ne yaptığına bakın. | Open Subtitles | ارحمنا ياإلهي انظري ماصنعته الآنسة فلورين |
| Herbirini bir yöne. Korkulan korsan Roberts yılın bu zamanlarında, Florin' e yakın yerlerde bulunur. | Open Subtitles | القرصان روبرتس الرهيب دائما ما يقترب من فلورين هذا الوقت من العام |
| Bütün Florin' in İnfaz Müdürü olarak, sana şimdi söyleyeceğim sırla ilgili olarak güveniyorum: | Open Subtitles | كقائد عام لكل أنحاء فلورين أنا أثق بك مع هذا السر |
| Yarın sabah, adamların bize Florin Kanalı' na kadar eşlik edecek, ve donanmamdaki her gemi bize balayımızda eşlik etmek üzere bekliyor olacak | Open Subtitles | صباح الغد سيقوم رجالك بمرافقتنا الى قناة فلورين و حيث كل سفينه فى أسطولى تنتظر لتصاحبنا فى شهر العسل |
| Özellikle yeni eviyle, Bayan Florin'in ışıkları hepsini bastırır. | Open Subtitles | لكن الآنسة فلورين تفوقت عليهم كلهم خاصة مع المنزل الجديد |
| Ben Florin Kalinesku. Artık tiksindiğimi söylemek zorundayım. | Open Subtitles | معكم فلورين كولينسكو و عليّ إبلاغكم باشمئزازي |
| 50 bin Florin ailemin durumunu ucu ucuna iyileştirebilir. | Open Subtitles | خمسون ألف فلورين بالكاد يمكن أن يحسنوا وضع عائلتي |
| Bir manastırda fakirlere yemek sağlamak için yapılacak salona faiz karşılığı 50 Florin kredi verdi. | Open Subtitles | أنه حتى أضاف مبلغ 50 فلورين على قرض لدير لإنشاء قاعة تقدم الوجبات للفقراء |
| Buttercup, Florin ülkesinde küçük bir çiftlikte büyüdü. | Open Subtitles | كانت باتركب تعيش فى مزرعه ببلاد فلورين |
| Karşınızda Florin Kalinesku, "Bugünün Sorusu"nun sunucusu. | Open Subtitles | فلورين كولينسكو هو المستضيف لحلقة اليوم من برنامج "سؤال اليوم |
| - 40 bin Florin poliçe ile. | Open Subtitles | مع إذن صرفية بمبلغ 40 ألف فلورين |
| Keçin için 1 Florin, çocuk. | Open Subtitles | سأعطيك فلورين مقابل عنزتك يا فتي |
| 50 bin Florin sunmaya hazırım. | Open Subtitles | أنا مُستعد لتقديم 50 ألف فلورين |
| Anne, Florine şükran gününü kutladı. Şu anda Washington'da. | Open Subtitles | ياأمي، طلبت فلورين مني أن أهنئك بالعيد، إنها في واشنطن |
| 100 Florine dudaklarım mühürlenir. Konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | مقابل 100 فلورين سأغلق شفتاي للأبد ديون والدي تراكمت لمدة أربعة اشهر |
| Özür dilerim, Bayan Florine. | Open Subtitles | أنا آسفة آنسة فلورين |
| Düşünsene Ernest Hemingway orada Florian Kafe'de oturuyor, malt viskisini içiyor ve bir sonraki şaheserini düşünüyor. | Open Subtitles | تريد ان اكون تخيل ارنست هيمنجواى جالس هناك فى كافتريا فلورين يرشف وحيدا من شراب الشعير يحلم بتحفته الفنيه القادمه |
| Ben Fraulein Irma Bunt, Kontun özel sekreteri. | Open Subtitles | أنا فلورين إرما بانت السكرتير الشخصي للكونت |