| - O zaman İslam kanunu, Fahad Ahmadi'nin ölmesini emretse bunu uygular mıydın? | Open Subtitles | إذاً "إن نصَّ حكمُ الإسلامِ على قتلِ "فهد أحمدي فهل ستنفذُ هذا الحكم؟ |
| Soktuğumun Fahad'ına söyle, onun bir kardeşi yok. | Open Subtitles | أنت أخبر " فهد " اللعين أنت ليس لديك أخاً |
| Ve diğer bir karakter, yarı kadın, yarı çita -- benim atletlik yaşamıma ufak bir gönderme. | TED | هذه كانت شخصية ثانية , نصفها إمرأة والنصف الاخر فهد القليل من الإجلال لحياتي كرياضية |
| Şu ağaçtan tarafa bakın, çita var. | Open Subtitles | انظري أيتها الأم ، بجانب تلك الشجرة فهد صياد |
| 30 leopar fokuyla birlikte de suya girdim, ama hiç korkunç bir şey yaşamadım. | TED | بل قمت بذلك مع 30 فهد بحر ولم يحدث لي اي موقف خطر طيلة تلك الفترة |
| Suudi Arabistan kralı Fahd'dan bir hediyedir. | Open Subtitles | هدية من الملك فهد ملك المملكة العربية السعودية. |
| Birinin spot ışığını çalmasına izin vermektense, canlı yayında yavrusunu diri diri yiyecek bencil, iki yüzlü bir panter değil mi? | Open Subtitles | محبة لنفسها, ذات وجهين, فهد قد يأكل الشباب أحياء على إظهار الحقيقة بدلاً من السماح لأحد أن يسرق الأضواء منها؟ |
| Fahid bazi kötendinci gruplara karismis olabilirmi? | Open Subtitles | هل يمكن أن (فهد) متورط مع بعض الجماعات الأصولية؟ |
| Narkotik, Fahad'ı neden programa seçti? | Open Subtitles | "لماذا إختارتْ "وزارةُ الدفاع فهد أحمدي" ليكونَ ضمنَ برنامجِ التدريب؟" |
| Mesela Ajan Richards program için neden Fahad'ı seçti? | Open Subtitles | مثلْ, لماذا قد إختارتِ العميلةُ ريتشارد", "فهد" ليكونَ ضمن البرنامجَ التدريبي؟" |
| Bu sabah Fahad'ın cesedi bulunduğunda gitmişlerdi. | Open Subtitles | لقد إختفيا مباشرةً بعد العثورِ على جثةِ "فهد" على الشاطئِ هذا الصباح |
| Fahad'ı öldürüp, kaybolmuş olabilirler. | Open Subtitles | قد يكونا قتلاَ "فهد" ومن ثم إختفيا عن الأنظار |
| Bu tam olarak bir doğanın süper hızdaki bir türü veya bir çita değil | Open Subtitles | إنه ليس نوعاً من الصقور يفوق سرعة الصوت أو فهد. |
| Tatilde, hızlı çitayı kovalayan bir çita gibiyimdir. | Open Subtitles | في أيام العطل، أنني أكون مثل الفهد الذي يطارد فهد سريع. |
| Aslan, leopar, sırtlan, vahşi köpekler, çita, katedral gibi görünen eski baobab ağaçları Samanyolu'nun altında. | TED | أسد، فهد، ضبع، كلب بريّ، فهد صيّاد، أشجار"الباوباب" القديمة تقف كالكاثدرائيات تحت مجرة درب التبانة. |
| Kaplan gibi olabilseydim, leopar gibi sıçrardım. | Open Subtitles | إذا أستطيع الحصول على نمر يقفز فوقَ فهد. |
| Kaplan gibi olabilseydim, leopar gibi sıçrardım. | Open Subtitles | إذا أستطيع الحصول على نمر يقفز فوقَ فهد. |
| Genç bir leopar, ama aynı zamanda sıcak bir bahar esintisi gibi. | Open Subtitles | ،إنها مثل فهد صغير لكن أيظاً نسيم ربيع دافئ |
| Muat El Abdullah. Kardeşi Fahd El Abdullah'ı da | Open Subtitles | اسمه معاذ العبدالله هذا فهد العبدالله , أخاه |
| Fahd Bahtiyar kim, biliyor musun? | Open Subtitles | تَعْرفُى مَنْ فهد بختيار؟ |
| Manson ailesi olay yerine karpuz kabukları bırakıp duvarlara kanla panter pençesi çizdi, böylece otoritelere sorumlunun Kara panter Partisi olduğunu düşündürmeyi umdu. | Open Subtitles | أعضاء من عائلة مانسون تركوا قشور بطيخ في مسرح الجريمة و ايضا مخالب فهد على الحائط مرسومة بالدم |
| Sana orada panter olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أن هناك فهد بالخارج |
| Fahid Ahmed Habib veya adı her neyse, şeyhin biri yeni bir çift akciğer alıyormuş. | Open Subtitles | شيخٌ ما اسمه (فهد أحمد حبيب) او أيّاً كان |
| Günün on saati kalın kadife puma kostümü giyiyorum. | Open Subtitles | إنني أرتدي زي فهد ٍ سميكٍ من المخمل لمدة 10 ساعاتٍ في اليوم |