"فهل هناك" - Translation from Arabic to Turkish

• var mı

Acaba uçakta olup olmadığını ve dönüş tarihini öğrenmemin bir yolu var mı?
فهل هناك من طريقة لمعرفة إذا كان موجودا على تلك الرحلة ووقت عودته؟

Peki, yeni teknolojinin bu kadar hızlı adapte olduğu örnek bir olay var mı?
لذلك، فهل هناك أي سابقة لمثل هذا التبني السريع لتكنولوجيا جديدة؟

Binbaşı, birliğinizdeki bir adam öldürüldü. Kimin öldürdüğünü öğrenmek istememenizin bir sebebi var mı?
أيّها الرائد، لقد قُتل رجل في وحدتك، فهل هناك سبب لماذا لا ترغب في أن نجد الفاعل؟

Şimdi bildiğine göre bana söylemek istediğin önemli olabilecek bir şey var mı?
حسناً، بما أنّكَ تعرف الآن، فهل هناك شيء تريد أن تخبرني به قد يكون له صلة وثيقة؟

Beni savunacağına göre, bir savcı da var mı?
إذا كنتُ تدافع عنّي، فهل هناك مدّعي؟

DNA'sına sahip başkası var mı?
فهل هناك من يملك حمضه النووي أيضاً؟

Yardım edebileceğim başka bir şey var mı?
فهل هناك أي شيء آخر أستطيع مساعدتك به؟

Yani kiralayacak bir yer var mı?
-إذاً فهل هناك أي شيء للإيجار؟

Ona sorma şansınız var mı acaba?
فهل هناك أى فرصة لتسأله؟

Eğer Medusa kurbanlarını taşa çevirebiliyorsa, lanetini geri çevirmenin bir yolu var mı?
تستطيع (ميدوسا) تحويل ضحاياهاإلىحجر... فهل هناك أيّ طريقة لإبطال اللعنة و إعادتهم إلى لحم و دم؟