| "Ben böyle demedim, sen yanlış Anladın" gibi şeyler de söyleyemezsin. | Open Subtitles | أنت لم تسمعني بشكل صحيح أو لم أقل ذلك ، لقد فهمتني بالخطأ |
| Yani hedef alandan çıkmazsan pişeceksin, Anladın mı? | Open Subtitles | ومادمت خارج المنطقة الامنة سوف تتعرض للطبخ , هل فهمتني ؟ |
| Sanırım yanlış Anladın Sadece Sam'i ziyarete geldim | Open Subtitles | أعتقد بأنك فهمتني خطأ، أريد زيارتـه فحسب |
| Çünkü şuan inkar edebilmemiz gerekiyor. Beni Anlıyor musun? | Open Subtitles | لأننا الآن في حاجة إليهم أكثر مما كنا محتاجين إليهم إبان السلام فهمتني ؟ |
| "Saç rengi, göz rengi, uzun boylu, kısa boylu, yara izi." "Görebildiğin her şeyi. Anlıyor musun?" | Open Subtitles | لون الشعر ، لون العينين ، الطول ، أي نذوب أي شيء ترينه ، هل فهمتني ؟ |
| Patron biri için "düğmeye basın" dediğinde, düğmeye basardım. anladınız mı? | Open Subtitles | عندما يأمرني الرئيس بدفن أحدهم, أفعل ذلك هل فهمتني أيها السيناتور ؟ |
| Mark, anlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | مارك , انت فهمتني , اليس كذلك |
| Seni yakalar ve bedelini ödetirim, Anladın mı beni? | Open Subtitles | سأطاردك و أجعلك تدفع الثمن , هل فهمتني ؟ |
| Hayır, sen tamamen yanlış Anladın, tatlım. Neden seninle olabilecekken onlarla olmak isteyeyim ki? | Open Subtitles | لا، لا، فهمتني خطأ، يا حبيبي لماذا أريد أن أكون معهم عندما أحصل لك؟ |
| Ve insanlar oraya tapınaklar yapacaklar. Anladın mı? | Open Subtitles | . الناس سوف يبنون معبد هناك أيضاً فهمتني ؟ |
| Pekâlâ, doğruca geminin içine sıçrayacağız, beni Anladın mı? | Open Subtitles | حسناً, سندلف مباشرةً لداخل المنشآة, هل فهمتني ؟ |
| Beni yanlış Anladın. | Open Subtitles | أنا أخبرتك، أنتى فهمتني كلّى خطأ. |
| Sanırım beni yanlış Anladın. | Open Subtitles | لا ، أعتقد أنك فهمتني بشكل خاطيء |
| Telefonda konuşurken, ne dediğimi Anladın mı? | Open Subtitles | فهمتني عندما تكلّمت في الهاتف؟ |
| Birbirimizi Anlıyor muyuz? | Open Subtitles | لأ تاني, كده انت فهمتني كويس ؟ |
| Coop etek giyiyor olabilirim ama hâlâ iç çamaşırımı bacaklarımdan teker teker geçiriyorum, ne demek istediğimi Anlıyor musun? | Open Subtitles | "كوب"، قد أكون أرتدي رداءاً ولكني ما زلت أرتدي سراويلي على دفعتين، إذا فهمتني. |
| Önce benimle pek konuşmadı ama sonradan bana hastalığınızın yakın zamanda sizi öldürmeyeceğiydi, Anlıyor musunuz? | Open Subtitles | و لكن عندما تحدث معي كان يحاول إيصال معلومة لي بأنه لن ينتهي وجودك بسرعه -هل فهمتني ؟ |
| Gidin, tedavi olun, çıkıp gelin. anladınız mı? | Open Subtitles | ادخله إلى هُناك ، عالجه واخرج هل فهمتني ؟ |
| Bence anlıyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ فهمتني |
| Benim de annem şehirdeymiş ve mektubunda söylediğine göre sonunda beni anlamış. | Open Subtitles | أمي في المدينة ، و يبدو لي أنها فهمتني أخيراً |
| Ama buna rağmen beni karım Helen'in 42 yıllık evliliğimiz boyunca anladığından çok daha iyi anladığını hissediyorum. | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك أشعر أنك تفهمينني أفضل مما فهمتني زوجتي هيلين أبداً |
| Beni yanlış anlamışsın. Bu olayla bir ilgim yok. | Open Subtitles | لقد فهمتني على نحو سيء، ليس لي علاقة بالأمر |
| Biliyorum. Beni yakaladın. | Open Subtitles | اعلم لقد فهمتني |
| Beni anladıysan sadece homurdan. | Open Subtitles | لو فهمتني فقد أصدر صوتا |