| Ama bütün bunlar dünyayı anlamak, olanakların sınırlarını anlamak içindi. | TED | ولكن كان كل ذلك سببه رغبة مني بمحاولة فهم العالم وفهم حدود الامكانيات الممكنة |
| dünyayı anlamak için ne kadar az vakit harcadığımı bilsen şaşırırdın. | Open Subtitles | ستفاجئ من قلة الوقت اللي أحاول فيه فهم العالم |
| Çünkü, eğer amacımız dünyayı anlamak, dünya hakkında daha derin bir kavrayışa varmak ise, genel ahlaki çeşitliliğimizin yetersiz oluşu bunu daha da zorlaştıracaktır. | TED | بسبب لو أن هدفنا هو فهم العالم , لإدراك فهم أعمق للعالم , إفتقارنا العام للتنوع الأخلاقي هنا سيجعلها أصعب . |
| Umuyorum, yavaş yavaş dünyayı anlamaya yaklaşıyoruz. | TED | و شيئا فشيئا , نأمل أن نقترب أكثر فأكثر من فهم العالم |
| Geçmişte küçük verilere bakardık ve dünyayı anlamaya çalışmanın nasıl bir şey olacağını düşünürdük ve şu an daha fazlasına sahibiz, daha önce sahip olabileceğimizden de daha fazlasına. | TED | ففي السابق، اعتدنا على رؤية بياناتٍ محدودةٍ ومحاولة فهم معناها في سبيل فهم العالم من خلالها، أما الآن فلدينا فائض منها، أكثر من السابق بكثير. |
| Bir şeyleri aramak, onları incelemek, dünyayı anlamak... | Open Subtitles | البحث عن الأشياء و تحليلها محاولة فهم العالم... |
| Soyut geometrik kurallarla yönetilen mükemmel daireler ve üçgenler gibi idealize edilmiş şekillerin gerçek dünyayı anlamak için bize yardımcı olabileceği fikrini öne çıkarır. | Open Subtitles | إنه يقوّي من فكرة أن القواعد الهندسية المجرّدة التي تحكم أشكالاً مثالية كالدوائر والمثلثات يمكن أن تساعدنا في فهم العالم الحقيقي |
| Sen de etrafındaki dünyayı anlamaya çalış. | Open Subtitles | إنّك تحاول على فهم العالم بجانبك أيضًا |