| İspanya ve Kosta Rika'yı da unutmayalım. Yer fıstığı da vermediler zaten. | Open Subtitles | "و " أسبانيا " و " كوستريكا و لوكان لديهم فول سوداني |
| Yer fıstığı mı yedin sen? | Open Subtitles | هل أشم رائحة فول سوداني ؟ |
| Yeşil tanrıça salatası, fıstıksız. | Open Subtitles | سلطة خضراء بدون فول سوداني |
| Biraz da fıstık yemişti. | Open Subtitles | هي عندها فول سوداني أيضاً |
| Dışkıda, bir havayolu şirketinin yerfıstığı ambalajına ait plastik parçası buldum. | Open Subtitles | وجدتُ قطعة بلاستيكية في فضلات القطط من كيس فول سوداني تقدمه إحدى شركات الطيران |
| Yedinci devre arasında ayağa kalktığımda emektar Ryne Sandberg formamdan dökülen ekmek kırıntılarını fıstıkları, kabukları ya da şekerlemeleri yemek yok artık. | Open Subtitles | حينما أقف أثناء الشوط السابع لن يكون ثمّة فتات , قشر فول سوداني أو أوراق حلوى تسقط من على قميصي الصوفي |
| 1932'ye kadar geriye dönelim Georgia'da bir fıstık çiftliğinde Roosevelt Grier adında küçük bir erkek bebeğin doğduğu yıllara. | TED | لنعد الى عام 1932 عندما ولد طفل في مزرعة فول سوداني في جورجيا كان يدعى .. روزفلت جارير |
| Sana da az şişmanlatan ama yine de verebileceğim fıstık ezmesi. | Open Subtitles | و ساندويش زبدة فول سوداني مسمّنة جزئيا لكن لا بأس لك |
| fıstık ezmeli, reçelli sandviç, olur da dönüştükten sonra yemek yiyemezsen diye. | Open Subtitles | فول سوداني وحلوى في حالة انك لم تأكل بينما انت تتغير |
| Yer fıstığı mı yedin sen? | Open Subtitles | هل أشم رائحة فول سوداني ؟ |
| 10 kasa enerji içeceği ve 20 kilo Yer fıstığı aldık. | Open Subtitles | اشترينا 10 كراتين من (جاتوريد) *جاتوريد: مشروب للطاقة* و شكارة فول سوداني وزنها 40 رطلاً من أجل الطاقة |
| Sıradışı Yer fıstığı! | Open Subtitles | فول سوداني استثنائي |
| Yer fıstığı olan birini değil. | Open Subtitles | و ليس حبّة فول سوداني |
| Senin için kavrulmuş Yer fıstığı. | Open Subtitles | فول سوداني من أجلك! |
| O zaman fıstıksız yap sen de. | Open Subtitles | إذا... ؟ أصنعها بدون فول سوداني |
| Balık ya da fıstık? | Open Subtitles | سمك ؟ فول سوداني ؟ |
| yerfıstığı yağı ve yanmış saç mı? | Open Subtitles | هل هذا... ؟ هل هذا زيت فول سوداني وشعر محروق؟ |
| Yerdeki fıstıkları yemeyeceğim. | Open Subtitles | لن آكل فول سوداني من أرضية حديقة حيوان |
| ve bu onlara bir fıstık veriyor. | TED | وعندما يحدث هذا، يحصلون على فول سوداني. |
| Bu yüzden gelirken yanımda bir çanta çerez fıstık ezmesi ve sandviç getiriyorum. | Open Subtitles | لهذا دوما أحضر معي كيس التسالي وفيه شطائر زبدة فول سوداني ومربى |
| Peynirli makarna ve fıstık ezmeli reçelli sandviç. | Open Subtitles | مكرونة وجبنة وساندويشة زبدة فول سوداني بالمربى. |