| Artık Foy'a yapılması gereken kaçınılmaz saldırının vakti gelmişti. Bundan çok korkuyordum. | Open Subtitles | و حان وقت الهجوم علي "فوي" نفسها و كنت اخشي هذا الهجوم |
| Oraya gireceğimizi bile bile, bir ay boyunca Foy'a baktık. | Open Subtitles | ظللنا ننظر الي "فوي" لشهر و نحن نعلم انها وجهتنا |
| Sonra, E Grubu ve 506'nın geri kalanı Foy'un batısına baktı. | Open Subtitles | و فيما بعد قامت كتيبة "ايزي" و باقي الفرقه 506 نظفتالغاباتغرب"فوي" |
| O zamanlar, o kadar paran varsa bir kısmını Voi'ye verirdin. | Open Subtitles | وفي ذلك الوقت، من كان يملك ذلك القدر من المال كان يدفع بعضاً منه للـ"فوي". |
| Daha sonra o gün, Foy'u gören eski pozisyonumuza geri dönmüştük | Open Subtitles | فيما بعد خلال هذا اليوم عدنا الي مواقعنا علي مشارف "فوي" |
| Bay Dornhelm. Glen Foy, bu sabah konuşmuştuk. Dinleyin. | Open Subtitles | سيد دورنهيلم غلين فوي الذي أتاك هذا الصباح |
| Görünüşe göre Los Angeles'ta top oynarken Newcastle'ın eski orta saha oyuncusu Glen Foy tarafından keşfedilmiş. | Open Subtitles | يبدو انهم اكتشفوه يلعب في لوس انجلوس عن طريق غلين فوي لاعب الوسط السابق للمكبايز |
| Marty ile ben, dünkü hız testinde Foy'u geride bıraktık. | Open Subtitles | مارتي وأنا، كلانا يمسح فوي في اختبار السرعة أمس. |
| Tabur, kıçlarında Almanlarla Foy'dan yeni çıktı | Open Subtitles | الكتيبة الاولي غادرت "فوي" و الألمان يطاردونهم |
| Biliyorsun, 1. Tabur Foy'dan çok ciddi hasarla çıktı. | Open Subtitles | الكتيبة الاولي انسحبت من "فوي" و تكبدت خسائر كبيرة |
| E Bölüğü, Foy'un yakınlarındaki ormanı temizlemek için gönderilmişti. | Open Subtitles | اُرسلت الكتيبه لتطهير الغابه بالقرب من مدينة "فوي" |
| Hazırlıklar sırasında, Foy'a saldıracağımızı sanıyorduk. | Open Subtitles | و ذلك في اطار التحضير للهجوم علي مدينة "فوي" نفسها |
| Sonradan E bölüğü ve 506'nın kalan birlikleri Foy'un batısındaki ormanları da temizledi. | Open Subtitles | و فيما بعد قامت كتيبة "ايزي" و باقي الفرقه 506 نظفتالغاباتغرب"فوي" |
| O günün ilerleyen saatlerinde, eski mevzimizden Foy'a bakıyorduk. | Open Subtitles | فيما بعد خلال هذا اليوم عدنا الي مواقعنا علي مشارف "فوي" |
| Foy'a varmadan önce 1/8 mil yolunuz var. | Open Subtitles | انها بضعة امتار تجتازها حتي تصل الي "فوي" |
| Sanırım adamların çoğu, Foy'u aldıktan sonra bizi hattın gerisine çekip Mourmelon'a gönderirler sanıyordu. | Open Subtitles | كان ظن الرجال اننا اذا اخذنا "فوي" سيبعدونا عن الجبهه و يرسلونا الي "مورميلون" لنستريح |
| E Grubu Foy'un yakınındaki ormana Foy'a yapılacak asıl saldırıyı için gönderilmişti. | Open Subtitles | اُرسلت الكتيبه لتطهير الغابه بالقرب من مدينة "فوي" و ذلك في اطار التحضير للهجوم علي مدينة "فوي" نفسها |
| Ben Voi'den kaçmıştım, o da kaçacaktı. | Open Subtitles | كنت قد هربت من الـ"فوي"، وكذلك فعل هو. |
| Voi'den ailelerimize. | Open Subtitles | من الـ"فوي" إلى آبائنا. |
| Siz John Foye musunuz? | Open Subtitles | هل أنت (جون فوي)؟ |
| Tabii. Çekmecemdeki Hong Kong Phooey* çorabımın altına koyarım. | Open Subtitles | بالطبع، سأضعه في خزانتي تحت جوارب هونغ كونغ فوي |
| Ve benim çığır açan yeni Gençlik Kaynağı Tedavi yöntemim ile GKT kremi, ile siz... GKT kremi mi? | Open Subtitles | مع الينبوع الثوري الجديد لعلاج الشباب فوي كريم؟ |