| Şey, ilk sabahında seni şımartmaya aldırmıyorum ama, bu şehirde 10:30 da kahvaltı yapan tek insan sensin herhalde. | Open Subtitles | لا امانع ان أرتب لك ذلك أول صباح و لكنى اعتقد انك الشخص الوحيد فى البلدة الذى يتناول أفطارة فى ال العاشرة و النصف |
| şehirde çılgın oyunlar olduğunu bilmiyordum, Joey. | Open Subtitles | لم أدرك أن هناك إحتفالات فى البلدة يا جوي |
| Bu şehirde bu oteli bir ben ziyaret ederim. | Open Subtitles | أنا الوحيد فى البلدة . الذى زار الفندق الكبير |
| Olabilirsiniz! Şehirdeki her eve girmem gerekse de bunu kim çıkardı öğreneceğim. | Open Subtitles | إننى فقط أريد أن أعرف من الذى تجرأ على قول مثل هذه الأشياء أم هل على اقتحام كل بيت فى البلدة |
| Yıllar önce..., ...Şehirdeki pek çok insanın hevesle beklediği şeydi bu. | Open Subtitles | شئ ، منذ سنوات كان أكثر ما يتوق إليه الكثيرون المواطنون الطيبون فى البلدة |
| Kahretsin! Luke Kasabada silah kullanmayı bilen tek adam. | Open Subtitles | اللعنة ، لوك هو الوحيد فى البلدة الذى يجيد إستخدام السلاح |
| O senin en yakın arkadaşın ve Kasabadaki tek limuzin şoförü. | Open Subtitles | ليس فقط لانه افضل اصدقائك ولانه سائق اليموزين الوحيد فى البلدة |
| Ama, belediye başkanı onu kapatmaya karar vermişti çünkü insanların eğlenmesinden hoşlanmıyordu... casino'nun şehre kanun kaçaklarını çektiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | الذي كان قد بنى فى البلدة المجاورة لكن رئيس البلدة، أراد أن يغلق ذلك الكازينو لأنه لم يحب المقامرة |
| Şef, yeni şovumun seçmeleri var. Bu akşam şehirde olmam lazım. | Open Subtitles | انا عندى تسجيل للعرض الجديد ولابد ان اكون فى البلدة عند المساء |
| ÜIkede en büyüklerden. İşin aslı, şehirde anlaşma için bulunuyormuş. | Open Subtitles | . هو من أكبر الأشخاص فى البلاد . فى الحقيقة ، هو كان فى البلدة من أجل بعض المفاوضات |
| Alman ırkından olanlar, zamanında evlerinden atılarak sürgün edilip, şimdi Auschwitz'de yaşıyor olan Almanlar'la beraber bu yeni şehirde yaşayabilirdi. | Open Subtitles | الأقلّيات العرّقية الألمانية ستعيش هنا الآن مع أولئك الذين عاشوا حالياً فى البلدة واُلقوا من بيوتهم وأبُعدوا |
| Sonra da onu şehirde içeri girmesine izin verilmeyecek tek yere yollarız. | Open Subtitles | ثم نرسله إلى مكان واحد فى البلدة وسوف يقوم بـإنكار أن له أي دخل |
| - Üzerimdekiyle giderim.şehirde gömleklerim de var. | Open Subtitles | سأرتدى ذلك. لدي قِمصان فى البلدة. |
| şehirde bir eski mahkum var. Adı, Max Cady. | Open Subtitles | يوجد سجين سابق فى البلدة اسمه / ماكس كيدى |
| şehirde mağazası olan biri var. | Open Subtitles | عندى رجل هنا فى البلدة عندة محل |
| Şehirdeki evin anahtarını unutmamalıyız. | Open Subtitles | ينبغى أن لا تنسي مفاتيح منزلنا فى البلدة. البواب فى أجازة. |
| Şehirdeki en önemli menejerlerden birisi. | Open Subtitles | واحد من أنجح و أشهر المديرين المهرة فى البلدة |
| Hadi ama, Şehirdeki her kumarhaneyle iletişime geçip Four Kings pullarını aratacağımızı düşünmedin mi? | Open Subtitles | هيا , الم تعتقد ان كل كازينو فى البلدة يبحث عن هذة رقائق الملوك الاربعة ؟ |
| festival nedeniyle Kasabada tek bir boş oda yokmuş. | Open Subtitles | ليست هُناك غرفة خالية فى البلدة . بسبب المهرجان |
| Kahrolası Viet Konglar Kasabada. Charlie'ler genelevdeler. | Open Subtitles | المقاومة الملاعين فى البلدة الليلة شارلى فى بيت الدعارة |
| Ayrıca, şu pusu ile ilgili olarak da... Kasabadaki hemen herkes emrinizdedir. | Open Subtitles | و بخصوص التعامل مع ذلك الكمين كل شخص فى البلدة تقريبا ، تحت أوامرك |
| Biri, Kasabadaki sayısız yeni dostlarını ağırlaman için... diğeri de uyumak için... tabii eğer vicdanın uyumana izin verirse. | Open Subtitles | واحدة لتسلية أصدقائك الكثيرين الجدد فى البلدة وواحدة للنوم إذا تركك ضميرك تنام |
| Rio Rancho için şehre gitmiştim. | Open Subtitles | كنت فى البلدة فى ريو رانشو للتوكيلات العقارية |