| Çocuklar siz içeride kalın. Biz hemen geri geleceğiz. Tamam. | Open Subtitles | ابقوا فى الداخل أيها الآولاد أعنى ما أقول سنعود حالا |
| İçeride onlardan bir ordu var. Tek başına girmen imkansız. | Open Subtitles | هناك جيش منهم فى الداخل ومن المستحيل أن تدخل بمفردك |
| Eğer içeri girersen arkandaki kapının kapanmasına izin verme yoksa içeride kilitli kalırsın. | Open Subtitles | إذا ذهبت لهناك لا تدع الباب يغلق خلفك وإلا سوف تحتجز فى الداخل |
| - ...içeride kalmaya çalışması için değil. - Ne kadar sürer. | Open Subtitles | وليس لمحاوله البقاء فى الداخل كم سيستغرق الأمر؟ |
| Tamam, şimdi. Ben içeri girer girmez şnorkeli ileri itin. | Open Subtitles | حسنا , الان ادفع الانبوب بمجرد ان اكون فى الداخل |
| İçeride arkadaşınıza rastlarsam mesajınızı seve seve iletirim. | Open Subtitles | إذا قابلت صديقك فى الداخل سأكون مسرورة بتوصيل رساله منك له |
| Ama eminim içeride de beceriklidir. | Open Subtitles | بالتأكيد ، أعتقد أنه يساعد فى الداخل أيضاً |
| Ama içeride kendini yeniledi. 2 diploma aldı, hukuk doktorası da var. | Open Subtitles | لكنه يحسن أوضاع نفسه فى الداخل تعلم وأخذ شهادتين, متضمنة الدكتوراه |
| İçeride kendini geliştirmiş. Doktora derecesi dahil iki diploma almış. | Open Subtitles | لكنه يحسن أوضاع نفسه فى الداخل تعلم و أخذ شهادتين, متضمنة الدكتوراه في القانون |
| Eğer Beverly Merkez bölgesinde yaşıyorsanız içeride kalın ve pencerelerden uzak durun. | Open Subtitles | إذا كنتم تعيشون فى "بيفرلى سينتر"، ابقوا فى الداخل وبعيداً عن النوافذ |
| Efendim, içeride biri mi var? - Hayır, o sadece tesisatçı. | Open Subtitles | سيدى هناك أحد فى الداخل لا لابد أنه السباك |
| İçeride, herkes standart bir metal detektöründen geçer. | Open Subtitles | فى الداخل, يجب أن أمُر من خلال جهاز كشف المعادن. |
| Sadece kız değil, içeride başka biri daha olmalı. | Open Subtitles | لا يجب ان تكون فتاة لابدّ أن يكون هناك واحد أكثر انظر فى الداخل |
| Onları içeride kovaladık. | Open Subtitles | و لكن لدينا كل شىء تح سيطرتنا لقد طاردناهم فى الداخل |
| İçeride Türk Gribi söylentisini çıkartacak bir adama ihtiyacımız var. | Open Subtitles | . نحتاج رجل فى الداخل لنبدء بإشاعة الإنفلونزا التركى |
| Siz içeride olanlar. | Open Subtitles | الى كل المتواجدين فى الداخل الى كل المتواجدين فى الداخل |
| Kertenkele, içeride vızıldayan sineği duyar. | Open Subtitles | وها هى السـحليه تسمع طنين الذبابه فى الداخل |
| Şimdi neden içeride neler olduğunu bana anlatmıyorsun? | Open Subtitles | لذا لم لا تبدأ بإخبارى ما الذى يحدث فى الداخل ؟ |
| - İçeride. Silahlı adamlarla etrafı çevrilmiş. - Ne tavsiye edersiniz? | Open Subtitles | فى الداخل, محاطة برجال مسلحين - ما الذى تقترح عمله؟ |
| Biz birine bakmıştık, Bay-- - İçeride. | Open Subtitles | نحن نبحث عن السيد فى الداخل |
| Ülke içinde ve dışında dikkatli olmamız gerek ve olacağız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نبقى يقظين فى الداخل و الخارج. |