| Hoş ve kibar ayrıca Yatakta mutlu olup olmamamı çok önemsiyor. | Open Subtitles | إنه لطيف ونبيل جداً وكل ما يهمه فى السرير هو سعادتي |
| Charlie, iki numaralı Yatakta açık kırık var. Hemen gelmen gerekiyor. | Open Subtitles | تشارلى,لدى حالة كسر مفتوح فى السرير 2,انا بحاجه اليك هناك الان |
| Bir süre yemeklerimi Yatakta yemem gerekti çocuklar olduktan sonra, ama hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | أضططرت ان أتناول وجباتى فى السرير لفترة عندما انجبت الاطفال و لكننى لم استرح لهذا |
| Bütün gün Yatakta kalabiliriz. Bu çok iyi olur. | Open Subtitles | ليس من الضرورى أن نفعل أى شيىء نحن نستطيع البقاء فى السرير طوال اليوم |
| Adamlarımı sonsuz dinlencesinde rahatsız ederek onları kendi hazırladığım yatağa üstüste yığdım. | Open Subtitles | رفعت رجالى بقسوة من مثواهم الأخير و وضعتهم فى السرير الذى أعددته |
| Çılgınlık bu.Sen hapishanede,ben ise Yatakta olmalıydım. | Open Subtitles | هذا جنون , لابد أن تكون فى السجن وأكون انا فى السرير |
| Kalk borusu çalmadan Yatakta olmak âdetimdir. | Open Subtitles | دائما قاعدتى ان اكون فى السرير قبل نداء الأستيقاظ |
| Yatakta da dans pistindeki kadar başarılı mısın? | Open Subtitles | هل انت جيد هكذا فى السرير كما بحلبة الرقص |
| Yatakta da dans pistindeki kadar başarılıysan, seninle sevişilmez. | Open Subtitles | اذا كنت جيد هكذا فى السرير كما بحلبة الرقص فانك ممتاز فى الجنس |
| Bir erkeğin Yatakta iyi olup olmadığını nasıl anlarsın? | Open Subtitles | كيف تعرفين لو الرجل جيد فى السرير ام لا ؟ |
| Ertesi sabah temizlikçi kadının eve gelip karınızı Yatakta sevgilisiyle beraber bulması esrarlı bir şekilde 38 kalibrelik mermilerle, burası biraz bulanık. | Open Subtitles | يبدو لى الموقف غامضا حيث أتت عاملة التنظيف فى الصباح و وجدت زوجتك و عشيقها فى السرير و قد أطلق عليهما طلقات عيار 38 |
| Ertesi sabah temizlikçi kadının eve gelip karınızı Yatakta sevgilisiyle beraber bulması esrarlı bir şekilde 38 kalibrelik mermilerle, burası biraz bulanık. | Open Subtitles | فى الصباح الباكر ظهرت سيدة التنظيف وجدت زوجتك وعشيقها فى السرير مقتولين بثمانيه وثلاثين رصاصه |
| Bu yumurta kabuğu, bana Yatakta ilk kez kahvaltı hazırladığın zamandan. | Open Subtitles | تلك قشرة البيض لأول مرة تعمل لى الفطار فى السرير |
| Bütün uyarılara rağmen, Yatakta sigara içiyormuş, uyuya kalmış. | Open Subtitles | بالرغم من التحذيرات كانت تدخن فى السرير و غلبها النعاس |
| Pekâla, yarın sabah kahvaltımı Yatakta yapacağım ve hemen yünlü kumaşa saracağım kendimi. | Open Subtitles | غدا، سأفطِر فى السرير ثم أرتدى التويد ما القميص الذى جلبته ؟ |
| Dün gece Yatakta uzanırken kendi kendime düşünüyordum... | Open Subtitles | لقد كنت أحدث نفسى ليلة أمس وأنا راقد فى السرير |
| Aslında Yatakta yatmama da gerek yok, kendimi iyi hissediyorum. | Open Subtitles | انا بخير, لاداعى لنومى فى السرير انا بخير حقا |
| Sonra bir gün eve geldin ve sözde ruh ikizini Yatakta tamamen yabancı biriyle buldun. | Open Subtitles | وفى يوما ما تأتين للمنزل وتجدين المدعو توأم روحك قابع فى السرير مع إنسان غريب تماما |
| Victor'u yatağa bağladıktan tam olarak 1 yıl sonra oraya gittik. | Open Subtitles | لقد دخلنا الى هناك بعد عام كامل من ربطه لفيكتور فى السرير عام بالضبط |
| Victor'u yatağa bağladıktan tam olarak 1 yıl sonra oraya gittik. | Open Subtitles | لقد دخلنا الى هناك بعد عام كامل من ربطه لفيكتور فى السرير |
| Sabahleyin kahvaltısını yatağına getirirsin belki. | Open Subtitles | ربما يمكنك جلب لها الإفطار فى السرير في الصباح |
| Şimdi bunlardan birini kullan, 8 saatte bir deniz yatışana dek yatağında uzan. | Open Subtitles | استعملى واحدة من هذا الان و أخرى بعد 8 ساعات و ابقى فى السرير حتى يهدأ البحر تماما |