| Lâkin şehirde yaşayanlar için savaş, tam bir değişim demekti. | Open Subtitles | لكن بالنسبة للمرأة فى المدينة كانت الحرب تعنى تغييراً جذرياً |
| Sadece bir gündür şehirde ve hemen bir tane ayarladı ha? | Open Subtitles | انه فى المدينة منذ حوالى يوم واحد وبدأ بالفعل يضاجع النساء |
| Onu bir daha görmedim. - Kasabada klinik var mıydı? | Open Subtitles | ولم يروها مجدداً هنا فى المدينة فى هذة العبادة ؟ |
| - Şehirdeki en iyi meyhanedir. - Ara sıra orada biraraya gelelim. | Open Subtitles | ـ إنه أجمل ملتقى فى المدينة ـ لنذهب هناك سويا فيما بعد |
| Babası yine kaçtı. Annesi hafta sonu için Şehir dışına çıktı. | Open Subtitles | والدها هرب ثانية , وأمها تقضى العطلات فى المدينة بعيداً عنها |
| şehrin her bölümünü kapsayacak şekilde 500 blokluk alanda liderler görevlendirdik. | Open Subtitles | لقد أخترنا خمسمائة من قادة القطاعات لتغطية كل قطاع فى المدينة |
| Çok güvenliydi çünkü o Şehir dışında yaşıyordu ve şehre az geliyordu. | Open Subtitles | كان آمناً إلى حد ما لأنها كانت تعيش فى المدينة , ونادراً ما تأتى إلى البلدة |
| Sadece bir gündür şehirde ve hemen bir tane ayarladı ha? | Open Subtitles | انه فى المدينة منذ حوالى يوم واحد وبدأ بالفعل يضاجع النساء |
| şehirde 2,300 kayıtlı taksi var, bir o kadar da kayıt dışı vardır. | Open Subtitles | يوجد 2,300 سيارة اجرة مسجلة فى المدينة و على الاقل مثلهم غير مسجل |
| şehirde isyanla baş ederken, dağlardaki asilere saldırmaları için askerleri nasıl gönderebiliriz ki? | Open Subtitles | بهذه الثورة فى المدينة كيف يمكننا ان نوفر القوات لمهاجمة الثوار فى الجبال؟ |
| şehirde yaşadıkça, Tanrı'nın tabiatta ne kadar var olduğunu unutuyoruz. | Open Subtitles | العيش فى المدينة نحن ننسى مقدار الرب بالخارج فى الطبيعة |
| - Bir soruşturma için iki gün daha şehirde olacağım. | Open Subtitles | انا فى المدينة لمدة يومين لاجراء بعض التحقيقات نعم ؟ |
| Hayır, Kasabada bir yerim var. Bir erkek bağımsız olmalı. | Open Subtitles | كلا , أعرف مكاناً فى المدينة يجب على الرجل أن يعتمد على نفسه |
| Seni hala Kasabada görmek benim için sürpriz oldu. Bu çok akıllıca değil. | Open Subtitles | انى مندهش انك مازلت فى المدينة يافتاتى, ان هذا ليس بالتصرف الذكى |
| O tür konuşmaları durdurmanın tek yolu, dar kafalı arkadaşlarımızın gazetelerini açıp Şehirdeki en güzel bebeğin resimlerini görmeleri. | Open Subtitles | انت على حق الطريقة الوحيدة لإغلاق هذا الحديث هو أن يفتح أصدقائنا الجرائد ويشاهدوا صورة أجمل طفل فى المدينة |
| Garip, çünkü hep Şehirdeki en büyük bela olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | انه مضحك, لانى دائما اعتقدت انه اكبر غبي فى المدينة |
| Dayın öğleden sonraları mutlaka Şehir merkezine inip o pis bar ve meyhanelerde vakit geçirir. | Open Subtitles | فى المدينة فى تلك الحانات القذرة وأنتِ تعرفين ذلك |
| O şehrin karşı yakasındaki üst sınıf insanlar ve politikalar ile çok meşgul. | Open Subtitles | إنه مُنشغل للغاية فى التواصل مع السياسيين أشخاص ذوى طبقة عالية فى المدينة |
| şehre alış-verişe gelmiştik, ve annen burda çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | كنا نتسوق فى المدينة وقالت لنا أمكِ أنكِ تعملين هنا |
| Birkaç aydır şehirdesin ama çocukların terbiyesi çürümüş bile. | Open Subtitles | انهم فى المدينة منذ فترة قصيرة .. وفسدت أخلاقهم تماماً |
| Medine'nin ilk camii gibi, tüm toplumun yardımı ile yapıldı. | Open Subtitles | كأول مسجد بنى فى المدينة وبمساعدة من أفراد المجتمع ككل |
| Wynand binasının nerede yükseleceğine ve şehrin en yüksek yapısı olacağına 16 yaşımdayken karar verdim. | Open Subtitles | قررت منذ كنت فى السادسة عشرة أن هنا المكان حيث يجب أن تقف بناية ويناند وهذا ما سوف تكونه أعلى بناء فى المدينة |
| Kasabadaki tek budalanın sen olduğunu düşünmeni istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن تظن أنك البائس الوحيد فى المدينة |
| İnsanlarla dolu bir Şehir olmasına rağmen tenha bir yeri vardır. | Open Subtitles | ... يعطونك كوب واحدا ً فقط . حتى فى المدينة المملوئة بالناس |
| Bir müşteriyle görüşmek için Şehir dışına çıkmam gerekiyordu. | Open Subtitles | انا من المفترض أن أستق القطارلأقابل عميلاا فى المدينة |