"فيأتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • geliyor
        
    • gelir
        
    Biri çıkıp geliyor ve sen hangi köyden olduğunu bilmek istiyorsun,.. Open Subtitles فيأتي رجل ما، وأنت تريد أن تعرف من أية قرية جاء...
    Herifin tekinin evi yanıyor. Başka biri de onun çalınmış eşyalarını aramaya geliyor. Open Subtitles يحترق منزل شخص ما، فيأتي شخص آخر بحثاً عن أغراضه المسروقة،
    Adaylar kolu çekiyor ve yemek geliyor. Open Subtitles يشد المرشحون الرافعات فيأتي الطعام
    Başka bir sanatçı gelir, ordunun başını, tankın önünde, bir kan nehri içinde bir bakireyi yiyen bir canavar olarak resmeder. TED مصر للمصريين". فيأتي فنان آخر ويرسم رئيس الجيش كوحش يأكل فتاة في نهر من دم أمام الدبابة.
    Sonra polis evine gelir. Open Subtitles لذا، فيأتي رجال الشرطة لمنزلك.
    Sonra polis evine gelir. Open Subtitles لذا، فيأتي رجال الشرطة لمنزلك.
    Yani canın istediğinde Keith'i çağırıyorsun, geliyor ve seninle 20'li yaş seksi yapıyor. Open Subtitles إذاً، حين يكون مزاجك جيداً تتصلين بـ(كيث) فيأتي يلهو معك؟
    Cüzdan diye bağırdığım anda geliyor. Open Subtitles أصرخ قائلةً "حقيبة يد", فيأتي مسرعاً!
    İlk çocuk mutluyken, ikinci çocuk gelir ve ilk çocuk ikinciyi kıskanmaya başlayıp garip hallere bürünür. Open Subtitles بحيث عندما يكون الطفل الأول سعيداً فيأتي الطفل الثاني، و من ثمّا يشعرُ الطفل الأوّل بالغيرة من الطفل الثاني، و يبدأ بالتصرّف بإزعاج
    Sonra da onu incelemek isteyenler gelir. Open Subtitles إمكانيّة. فيأتي آخرون يريدون دراستها.
    Düş Yengecini düşünürsen, bir Düş Yengeci sana gelir. Open Subtitles تفكر بشأن (سرطان أحلام)، فيأتي لك (سرطان أحلام)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more