| Araştırmada risk almak gerekir. Birileri bindiğin dalı kesmeye hazırdır. | Open Subtitles | عندما تبحث عن شيء مماثل فيجب أن يكون هنالك معارضون |
| Birazdan yatmam lazım. Yarın okul var. Aklın karışmış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن اخلد للنوم مبكراً فيجب أن أذهب للمدرسة صباحاً |
| İçine her ne varsa çıkartılması gerek. Bir kaç anlaşma yapıyoruz. | Open Subtitles | مهما يكن مابداخله فيجب أن يخرج نحن نجري بعض الصفقات فحسب |
| eğer bu anlaşmanın yapılmasını istiyorsan derhal buradan ayrılmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اذا كنت تريد أن تتم الصفقة فيجب أن نغادر الآن |
| Bu yüzden herkesi paradan nefret etmeleri için ikna etmen gerekecek. | Open Subtitles | لذا فيجب أن تقنع الأخرين جميعا أن يبدأوا فى كره المال |
| Hakkında Tüm l bakım Grand Design sürdürmektedir, ama bunu yapmak için, ben yakında papaz ruhunu iddia gerekir. | Open Subtitles | كل ما أهتم به هو أن أحافظ على الترتيب لكن لفعل هذا ، فيجب أن أحصد روح القسيس قريباً |
| Ama bir şeylerin düzgün gitmesi için çarkı yağlaman gerekir. | Open Subtitles | لكن لكي يحدث هذا بسلاسة، فيجب أن تتحلَّى ببعض المرونة |
| Görünüşe göre yalnızca iki tane olabilir - daha fazlası için, onları saymak için gereken 3 veya 4 gibi ek hane gerekir. | TED | يتبين أنه من الممكن أن نجد تكرارين فقط إن وجد تكرار أكثر، فيجب أن تتواجد أرقام مثل 3 أو 4 لتعبر عن هذه التكرارات. |
| eğer suçlu olmak istiyorsak insanları gözümüzün önünden ayırmamamız lazım. | Open Subtitles | إنْ أردنا أن نكون مجرمين فيجب أن نراقب جيدا الناس |
| Çünkü eğer şehirler insanlara cazip gelecekse harika olmaları lazım. | TED | لأن اذا كانت المدن ستجذب الناس اليها فيجب أن تكون رائعة، |
| Onlar gibi yemek için ayda en az bir milyon kazanman lazım. | Open Subtitles | . .. لكي تأكل مثلهم فيجب أن تكسب على الأقل مليون في الشهر |
| Tamam. İçeri girmeden önce tam olarak nereye gittiğinizden emin olmanız gerek. | Open Subtitles | حسنًا، قبل أن تدخلين فيجب أن تتأكدي بانكِ تعرفين إلى أين تذهبين.. |
| Kendine saklayıp da söylemediğin bir şey varsa hemen söylemen gerek. | Open Subtitles | ،إن كان لديكِ شيءٌ لتقوليه، شيءٌ كتمتِه .فيجب أن تقوليه الآن |
| eğer bu anlaşmanın yapılmasını istiyorsan derhal buradan ayrılmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اذا كنت تريد أن تتم الصفقة فيجب أن نغادر الآن |
| Benden daha müthiş bir oğlan varsa onun kim olduğunu, ne yaptığını ve kaç gün ceza aldığını bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن إن كان هناك ولد أفضل مني فيجب أن أعرف من يكون وماذا فعل وكم عدد أيام الحجز التي أخذها |
| eğer bu ligde oynamak istiyorsan birkaç değişiklik yapman gerekecek. | Open Subtitles | إن أردت الوصول لهذا المستوى، فيجب أن تقوم ببعض التغييرات |
| Kuklacı'yı yakalayamacaayk gibi olursan.., onu öldürmek zorundasın başarısızlığı kabul etmiyeceğim. | Open Subtitles | في حالة عدم إمكانكِ لاستعادة سيّدة الدمية، فيجب أن تُدمّريها. حتمًا. |
| Seni cennete götürmek istiyorlarsa beni de almak zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | إذا أنهم يُريدونَك في الجنة، فيجب أن يأخذوني أيضاً معك. |
| Şövalye... eğer paranızı hemen şimdi almak istiyorsanız, bunun için dövüşmelisiniz. | Open Subtitles | أيها النبيل إذا تريد مالك الآن فيجب أن تحارب من أجلة |
| eğer bu 2. sondaysa, ilkini geçidin yakınlarında görmemiz gerekirdi. | Open Subtitles | اذا كانت هذه الرساله الضوئيه الثانيه فيجب أن نرى الـرساله الضوئيه الأولى بالقرب من بوابه النجوم |
| Yardımcımla buluşmak zorundayım, ama arabam yok. | Open Subtitles | .. فيجب أن أقابل مساعدي .و لكنني بدون سياره |
| Rossi bilmek istiyorsak bunu koca adamın kendisine sormamız gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | رأي روسي أنه إن أردنا ان نعرف فيجب أن نسأله بنفسنا |
| Zamanı gelince, kendimizi korumak zorundayız. | Open Subtitles | إن قدموا إلينا، فيجب أن ندافع عن أنفسنا. |
| Bak dostum, o gerçekten rüyalarının kızıysa bunu ona söylemelisin. | Open Subtitles | يا صديقي إنها بالفعل فتاة أحلامك فيجب أن تجعلها تعرف |
| İki arkadaş aynı kızdan hoşlanırsa içlerinden biri kenara çekilmeli. | Open Subtitles | عندما يحب صديقان المرأة نفسها فيجب أن يتنحى أحدهما جانباً |