|   Bukeni, yerel bir düğün fotoğrafçısından bir video kamera alıyor ve bir gazeteci kılığına girip çocukların salıverilmesiyle ilgili bir görüşme yapmak için kampa gidiyor.    | TED |    استعار بوكيني كاميرا فيديو من مصور أعراس محلي وتقمص شخصية صحفي ودخل هذه المخيمات للتفاوض في إطلاق سراح هؤلاء الأطفال    | 
|   Değerli Umut, bu, annenden bir video.   | Open Subtitles |    هذا فيديو من أمكِ إنها تفكِّر كثيراً بكِ   | 
|   Bunu Büyük Savaşlar sergisinden bir video gösterisini alarak yaparız.   | Open Subtitles |    سنفعل هذا بأخذ عرض فيديو من معرض الحروب العظمى   | 
|   Bu, "Star Fox" adlı bir video oyunu hareketi.    | TED |    وهي عرض في لعبة فيديو من سلسلة ألعاب المعروفة ب" أستار فوكس."    | 
|   Bu yüzden eğer seksen yaşını görecek kadar yaşarsam hayatımın elli yılını özetleyen beş saatlik bir videom olacak.    | TED |    اذا لو عشت حتى 80 سنة من العمر، سيكون فيديو من خمس ساعات التي تلخص 50 عاماً من حياتي.    | 
|   Kırk yaşıma bastığımda, sadece 30'lu yıllarımı kapsayan bir saatlik bir videom olacak.    | TED |    عندما أبلغ أربعين عاما، سيكون لدي فيديو من ساعة واحدة ويشمل ذلك فقط ثلاثينيات عمري.    | 
|   Amerika 'nın terörle mücadele birimlerine El Lobo, yani Kurt'tan bir video kaset ulaştırıldı.   | Open Subtitles |    إستلم شريط فيديو من اللوبو، أو ولف   | 
|   Başka bir çocuğun dolabından bir video oyunu çalmış.   | Open Subtitles |    سرق لعبة فيديو من خزانة طفل آخر.   | 
|   O geceden bir video ve ne yapacağım bilmiyorum.   | Open Subtitles |    إنه شريط فيديو من تلك الليلة و... لا أعلم ما سافعل   | 
|   İnci istasyonundaki bir video yayınında görmüştüm.   | Open Subtitles |    بتصوير فيديو من إحدى المحطات   | 
|   İnci İstasyonu'ndaki bir video yayınında.   | Open Subtitles |    "بتصوير فيديو من محطة "اللؤلؤة   | 
|   La Zona Kulübünde çekilen bir video gönderildi bana.   | Open Subtitles |    وصلتني رسالة على بريدي الالكتروني فيها مقطع فيديو (من نادي (لا سونا   | 
|   Yüzbaşı laboratuvar güvenlik kamerasından bir video gönderdi.   | Open Subtitles |    -القائد أرسل لنا مقطع فيديو ... من مركز أمن المختبر.   | 
|   Bilgisayarından bir video aldık.   | Open Subtitles |    نحن إستخرجنا فيديو من حاسوبها   | 
|   (Gülüşmeler) (Alkış) Sunumdan iki gün önce, topluluk benden doğal saçımın görünmediği iki dakikalık bir video istedi, Çünkü bu öğrenme sürecinde katılımcılarımızın bazıları için bir duvar yaratabilirdi.    | TED |    (ضحك) (تصفيق) يومان قبل العرض، طلبوا مني الامتناع عن عرض فيديو من دقيقتين يؤيد إظهار الشعر على طبيعته، لأنه "قد يشكل حاجزًا أمام عملية التعليم لبعض المشاركين."    | 
|   Peterson'un davasından bir video.   | Open Subtitles |    (هذا فيديو من محاكمة جريمة (بيترسون   | 
|   Ihab Bin Rashid'den bir video geldi.   | Open Subtitles |    (مقطع فيديو... من (إيهاب بن رشيد   |