| Onlar da çift sarmallı. Ama onların içinde, onları enfekte eden bir virüs var bu virüs bir parça kağıt gibi katlayabileceğimiz güzel, uzun ve tek iplikçikli bir genoma sahip. | TED | وها هي الاشرطة المزدوجة مرة أخرى .. عندما تحقن فيروس في شريط فردي من الجينيوم الطويل يمكننا طيه كما يطوى الورق |
| Bir kaç yıl önce, bir kaç kongre adayının seçmen aldatma oyunlarına kızdığı için seçim sistemine bir virüs yerleştirdi. | Open Subtitles | قبل بضعة سنوات، لمْ تُعجبه تكتيكات تزوير المُقترعين لمُرشّحين في الكونغرس. لذا قام بزرع فيروس في النظام الإنتخابي. |
| Bazı şehirlerde bilinmeyen bir virüs salgını olduğuna dair raporlar aldık. | Open Subtitles | هناك تقارير غير معروفة بشأن أنتشار فيروس في بعض المدن |
| Antarktika'da virüs olmamasına rağmen. | Open Subtitles | بالرغم من أنه لا فيروس في القطب المتجمد الجنوبي |
| Eureka'da virüs var. | Open Subtitles | يوجد فيروس في (يوريكا) |
| Bilgisayarımda bir virüs vardı ve ondan kurtulmaya çalışıyordum, birdenbire şöyle düşündüm, ya virüslerin bilgisayarlar içinde kendi küçük dünyaları varsa? | TED | كان هناك فيروس في جهاز الكمبيوتر الخاص بي، وكنت أحاول التخلص منه، وفجأة، فكرت فقط، ماذا لو كان للفيروسات عالمها الصغير الخاص بها داخل الكمبيوتر؟ |
| General Landry, Dr. Lee'ye Nerus'un cihazlarına girecek bir virüs yazdırdı. | Open Subtitles | طلب اللواء (لاندري) من الدكتور (لي) زرع فيروس في معدّات (نيروس) |
| Usb kanalıyla terminale giren bir virüs kaçağı olabilir. | Open Subtitles | Usbقد يكون السبب أحد الموظفين أو فيروس في النظام أو تسرب من خلال الـ |
| Eğer laboratuvarında bir virüs yaratsaydın... | Open Subtitles | الدكتور الرابع : لو ابتكرت فيروس في معملك ... |
| İnternette bir virüs var, Nathan. | Open Subtitles | يوجد فيروس في الإنترنت يا (نيثان) |