| Kuzey Amerika'nın kendi başına geçinebilen ikinci en büyük binası. | Open Subtitles | ثاني أكبر قبة للدعم الذاتي من الرخام في أمريكا الشمالية |
| Meksika'daki Chichén ltzá, ve Kuzey Amerika'nın büyük düzlüklerinde rastlanabilir. | Open Subtitles | تشيتشن إيتزا في المكسيك وفي منطقة السهول الكبرى في أمريكا الشمالية |
| 20 katlı bir binayı hesapladık: Kuzey Amerika'da her 13 dakikada yeteri kadar tahta yetiştiriyor olacağız. | TED | حسبنا مبنى من 20 طابق: سننتج خشب كافي في أمريكا الشمالية كل 13 دقيقة. |
| Karlı Kuzey Amerika'da global bir Güney'in alışkanlıklarını yaşıyorduk. | TED | في أمريكا الشمالية ذات الثلوج، كانت طقوسنا من جنوب العالم. |
| Belki de bizonların, Kuzey Amerika'daki en büyük kara hayvanları olmasının sebebi budur. | Open Subtitles | لعل ذلك ما يجعل ثيران البيسون هؤلاء أكبر حيوانات اليابسة في أمريكا الشمالية |
| Tip 2 diyabeti olan insanların sağlık durumu Kuzey Amerika'daki bir kertenkele türü tarafından üretilen zehir kullanılarak takip edilebilir. | TED | أما مرض السكري من النوع الثاني يمكن مراقبته عبر استخدام السم الذي تنتجه السحالي التي تعيش في أمريكا الشمالية. |
| Kuzey Amerika'nın en büyük ecstasy ithalatçısı ve dağıtıcısı olmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أصبح أكبر مستورد وموزع لعقار النشوة في أمريكا الشمالية |
| Yine de bu sahil her yıl Kuzey Amerika'nın en etkileyici avcılarından birini buraya çeker. | Open Subtitles | سنة بعد سنة يجذب هذا الساحل أكثر الصيادين إثارة للإعجاب في أمريكا الشمالية |
| Altın kartal, Kuzey Amerika'nın en büyük yırtıcı kuşudur. Altın kartal, Kuzey Amerika'nın en büyük yırtıcı kuşudur. | Open Subtitles | إنّ النِسْرَ الذهبيَ هو أكبرُ طيرٍ جارحٍ في أمريكا الشمالية |
| Kuzey Amerika'nın batı bölgeleri dinozor fosillerinin zengin kaynaklarından biridir. | Open Subtitles | في الولايات الغربية في أمريكا الشمالية هي واحدة من أغنى مصادر احافير الديناصورات |
| Onlar Kuzey Amerika'nın en tuhaf doğa gösterilerinden birine gidiyorlar. | Open Subtitles | انهم يتجهون نحو المناظر الطبيعية هي الاكثر غرابة في أمريكا الشمالية. |
| Bakın, geçtiğimiz yıl antibiyotiğe dirençli bakteriler sebebiyle Kuzey Amerika'da binlerce insan öldü. | TED | أنظروا، يموت عشرات الآلاف من الأشخاص بسبب الميكروبات المقاومة للمضادات في أمريكا الشمالية فقط في العام الماضي. |
| Şöyle özetlersek, Kuzey Amerika’da Yellow Stone ulusal parkının nerede olduğunu biliyoruz, kıyılarımızın hemen dışında. | TED | وهكذا نخلص إلى نعلم أين يكون الحجر الأصفر في أمريكا الشمالية إنه قبالة ساحلنا |
| Mevsim dönerken, Kuzey Amerika'da geniş alanlar kızıla bürünür. | Open Subtitles | المناطق العظيمة في أمريكا الشمالية يغمرها اللون الاحمر بينما يتقدم الفصل |
| Kuzey Amerika'da bir erkeğin ortalama hayatı 70 senedir, Ida. | Open Subtitles | متوسط عمر الذكر في أمريكا الشمالية 70 سنه |
| Bizler ise Kuzey Amerika'da bütün göç yollarını kesmiş durumdayız. | Open Subtitles | لذا، قطعنا تقريباً كلّ الهجرات الرئيسية في أمريكا الشمالية. |
| Kuzey Amerika'daki yatakları kazınca çıkan dinozorlardan çok farklı. | TED | لايبدو مثل أي شيء قد تجده لو بحثت في الأماكن المعتادة في أمريكا الشمالية |
| Ve eve gelip keşfediyorsunuz ki Avrupa ve Kuzey Amerika'daki ağaçların %80'i yapraklarını kaybetmişler. | TED | وعندما تأتي للمنزل , تكتشف أن 80 في المئة من الأشجار في أمريكا الشمالية وأوروبا أسقطت أوراقها |
| Konu bu olduğunda Muhtemelen Kuzey Amerika'daki en alakasız kişi benimdir. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بهذه المسألة، على الأرجح أنّني الشخص الأقل كفاءة في أمريكا الشمالية. |
| Kuzey Amerika'daki satış ve dağıtım yapan en popüler lastik firmalarından biridir. | Open Subtitles | انها واحدة من أكثر العلامات التجارية الشعبية للاطارات التى تباع و توزع في أمريكا الشمالية |
| Ve son buzul çağının sonlarına doğru, Kuzey Amerikalı develerin nesli tükendi. | TED | ثم قبل نهاية العصر الجليدي الأخير، انقرضت الجمال في أمريكا الشمالية. |