| Böyle zamanlarda olay, her zaman sesi en fazla çıkanlardadır. | Open Subtitles | في أوقات كهذه تذهب اللعبة للأشخاص الذين يتحدثون بالصوت الأعلى |
| Böyle zamanlarda, neden boşandığımızı merak ediyorum. | Open Subtitles | في أوقات كهذه أتسائل لماذا تطلّقنا؟ بسبب.. |
| Böyle zamanlarda herkes uçmak ister. Uçmak ve hızlı olmak. | Open Subtitles | في أوقات كهذه الناس يريدون أن يتخدروا بسرعة |
| Böyle anlarda suçluluk hissediyorum çünkü aslında tek gerçek dostumu düşünmem gerekir. | Open Subtitles | في أوقات كهذه أشعر بالذنب، لأنّه يجب علي التفكير بصديقي الوحيد والحقيقي |
| Bu karmaşık zamanlarda bir miktar nakitinin olması iyidir. | Open Subtitles | الأموال تساعد في أوقات كهذه |
| Ve Böyle zamanlarda, sizi neşelendirecek bir şeyin olduğunu bilmek oldukça rahatlatıcıdır. | Open Subtitles | و في أوقات كهذه, من المريح للبال أن تعرف |
| Böyle zamanlarda bir ailenin, gidecek bir evin çok özlemini çekerim. | Open Subtitles | في أوقات كهذه أحن لعائلة لأعود للمنزل لأجلها |
| Böyle zamanlarda evde eğitimi gerçekten anlayabiliyorum. | Open Subtitles | في أوقات كهذه يمكنني حقًا رؤية تأثير الدراسة المنزلية عليكِ |
| Böyle zamanlarda Tanrı'nın kadınları sevmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أجل، أتعلمين، في أوقات كهذه أظن أن القدر حقير. |
| Böyle zamanlarda ailede bir komünist olması işleri kötü etkiler. | Open Subtitles | في أوقات كهذه.. وجود شيوعيّ في العائلة يضر بالعمل |
| Böyle zamanlarda ailede bir komünist olması işe zarar verir. | Open Subtitles | في أوقات كهذه.. وجود شيوعيّ في العائلة يضر بالعمل |
| Roma Böyle zamanlarda tehlikeli bir yer oluyor. | Open Subtitles | قد تكون روما مكاناً مميتاً في أوقات كهذه |
| Böyle zamanlarda inandığın adamın peşine takılırsın. | Open Subtitles | في أوقات كهذه عليك أن تتمسك بالرجل الذي تؤمن به |
| Hayır,bu ona borçlu hissetmekle alakalı değil sadece Böyle zamanlarda beni güvende hissettiren birinin olmasıyla alakalı. | Open Subtitles | لا ليس الأمر كذلك و لكنه من ألجأ إليه في أوقات كهذه ل يشعرني بالأمان |
| Böyle zamanlarda kralın sana borcunun olması kötü değildir. | Open Subtitles | .. في أوقات كهذه لن يضر أن يدين لك الملك بمعروف |
| Böyle zamanlarda Fort Reed, Kansas'ı gerçekten özlüyorum. | Open Subtitles | في أوقات كهذه , أفتقد حقاً فوريت ريد وكانساس |
| Ve bence biz, normal insanlar ile, korku ve nefreti yaymak için güçlerini kullanan insanlar arasındaki duvarız, özellikle de Böyle zamanlarda. | TED | كما أعتقد أننا الجدار الفاصل بين الناس العاديين وأولئك الذين يستخدمون سلطتهم لنشر الخوف والكراهية، بالذات في أوقات كهذه. |
| Böyle anlarda, dünyanın bir zamanlar sahip olduğu güzelliği hissedebiliyorum. | Open Subtitles | في أوقات كهذه أستطيع أستشعار الجمال الذي كان مُسيطر على هذا العالم فيما مضى |
| Böyle anlarda, karımı çok özlüyorum. | Open Subtitles | في أوقات كهذه ، انا افتقدها كثيراً |
| Böyle anlarda onun eksikliğini daha çok hissederiz. | Open Subtitles | في أوقات كهذه نشعر بفقدانه بشكل أكبر |
| Bu karmaşık zamanlarda bir miktar nakitinin olması iyidir. | Open Subtitles | الأموال تساعد في أوقات كهذه |