| İstediğin zaman yine çalışmaya hazırmış. | Open Subtitles | انه مستعد للذهاب مرة أخرى في أي وقت تريده. |
| Sakın unutma, harika bir kadroya sahibim o yüzden istediğin zaman onu bize tevdi edebilirsin. | Open Subtitles | تذكر فقط بأني حصلت على غرض رائع ويمكنك تسلميه لنا في أي وقت تريده |
| Para kazanıyorum ki istediğin zaman gelip benimle evlenebilesin. | Open Subtitles | وهكذا أكسب المال الكثير لذلك يمكنك أن تتزوجني في أي وقت تريده |
| Axl, istediğin zaman eve gelemezsin. | Open Subtitles | أكسل لا تستطيع أن تعود إلى المنزل في أي وقت تريده |
| Ayrıca istediğin zaman evime gelip oğlumla beraber istediğin şeyi yapman da hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | و لا أحب ظهورك في منزلي و القيام بما تريده في أي وقت تريده مع إبني |
| Kazmayacaksan istediğin zaman başlayabiliriz. | Open Subtitles | حسنا , اذا لم تريد أن تحفر نستطيع البدء في أي وقت تريده |
| Sizi tanıştırayım. Böylece istediğin zaman sakız alabileceksin. | Open Subtitles | سأعرفك عليه , وستشتريها في أي وقت تريده |
| Ama istediğin zaman istifa edebilirsin. | Open Subtitles | ولكن في أي وقت تريده يمكنك أنت الانسحاب |
| İstediğin zaman çekilebilirsin. | Open Subtitles | وتستطيع الرحيل في أي وقت تريده |
| Peki. İstediğin zaman. | Open Subtitles | عظيم , في أي وقت تريده. |
| İstediğin zaman benden özür dileyebilirsin. | Open Subtitles | ! بإمكانك أن تعتذر لي في أي وقت تريده |
| İstediğin zaman durabilirim. | Open Subtitles | يمكننا التوقف في أي وقت تريده |