| bir inşaat ekibi, O'nu, bir ada da ormanda bir yol patlatma çalışması esnasında bilinçsiz bir halde buldu. | Open Subtitles | فرقة بناء وجدتة على جزيرة في المحيط الهادي قبل 6 سنوات بدون وعي نتيجة لانفجار احدثوه في احدى الادغال |
| Geçen geceki toplantımızda bazı psikiyatristleri ona bir oyun oynamaya ikna ettim. | Open Subtitles | في احدى اجتماعاتنا اقنعت طبيبا نفسيا من زملائي بان نقوم بايقاعه بمقلب |
| Onu bir akşam soğuk hava deposunda bütün bir salamı yerken yakaladık. | Open Subtitles | في احدى الليالي امسكنا به في ثلاجة متنقلة وهو يأكل كل البولوني |
| bir gece öylesine sızmıştı ki, ahır kapısının kilitli olmadığını ve kelepçelerimin açık olduğunu fark ettim, böylece kaçabildim. | Open Subtitles | في احدى الليالي كان مغميا عليه من الشرب و عندها ادركت ان باب الحظيرة مفتوح و اصفادي كانت محلولة |
| Gizli mekânlarımdan birinde bir dinleme cihazı buldum sen bize katılmadan önce. | Open Subtitles | الذي اثق بكونه ليس مدسوساً اكتشفت وجود جهاز تنسط في احدى مخابئي |
| Mücevherler kalenin 15nci katındaki kiralık depoda kilitli bir kutuda. | Open Subtitles | الكنز لدي في صندوق في احدى الخزانات في الشارع 15 |
| Annem, Tanrı onu korusun senin adına bir randevu sitesinde hesap açtı. | Open Subtitles | أمي , بارك الله فيها انشأت لكي حساباً في احدى مواقع المواعدة |
| bir yıl, bu Wall Street delikanlısı beni helikopterle DC'ye götürdü. | Open Subtitles | في احدى السنين, طار بي رجل السوق المالي بالمروحية الى واشنطن |
| Ve yetişkin bir adam buna bastığında nasıl ses çıkarır bilir misin? | Open Subtitles | هل تعرف يكون صوت الرجل الناضج حين يقع في احدى الفخاخ ؟ |
| bir keresinde annem, hayatımın kaybolmuş hissettiğim bir evresinde bana... | Open Subtitles | أخبرتني ذات مرة عندما كنت تائها في احدى محطات الحياة |
| bir keresinde Yüzbaşı'nın arkadaşına yardım etmiştim. Evet. Her neyse, seni görmek güzeldi. | Open Subtitles | في احدى المرات ساعدت احد اصدقاء الكابتن حسنا، على اية حال سعيد لرؤيتك |
| 2004 aralığının kapakara bir gecesinde, ailemle karşılıklı oturdum ve giderek hayal kırıklığına uğradığımı söyledim. | TED | في احدى الليالي الصعاب على نفسي من ديسمبر 2004 جلست الى عائلتي وقلت لهم لقد بدأت اصاب بالهوس .. |
| Son olarak, Norveç’ten Bjorn Rorslett'in bana yolladığı bir gecesefası çiçeği var - fantastik gizli örüntü. | TED | في النهاية ختام لهذا الحديث انها صورة ارسلت الي من قبل بجورن رورسليت من النورويج انه تصميم فني خفي في احدى الزهرات |
| bir defasında, gardiyanlardan biri esirlerin tuvaletlerine, içerisi esir doluyken bir el bombası atıyor. | TED | في احدى الحالات رمى أحد الحراس قنبلة يدوية على مخدع السجناء حينما كانوا فيه |
| Elimizde bir robota bağlı olan bir çubuk var ve bu çubuklar ileri-geri hareket ettirilecekler. | TED | وفي الواقع، لدينا عصا في احدى اليدين مربوطة إلى روبوت، وسيقومون بتحريكها إلى الخلف وإلى الأمام. |
| Bu mağazaya gitmeye bayılıyordum, bir keresinde kendime sordum, nasıl oluyor da hiçbir şey almadan dönüyorum? | TED | كنت احب الذهاب الى هذا المحل, لكن في احدى المناسبات سألت نفسي, كيف يمكن ان لا اشتري اي شيء ابدا؟ |
| Bu olay üzerine, eşimi bir şeyi bu şekilde taşırken gördüm. | TED | في احدى المرات وجدت زوجتي تحمل شيئا كهذا |
| Böyle bir öfke, acı ve kafa karışıklığı evresinden geçerken terapistimden bir randevu aldığımı hatırlıyorum. | TED | لذلك في احدى المرات عشت هذه الحالة الغريبة من الغضب و الألم و الارتباك، أذكر أني حجزت موعدا مع معالجي النفسي. |
| Onu bulmak için uğradığı onlarca seferden birinde bıraktı bunu. | Open Subtitles | هُنا في احدى المرات التي أتت فيها وهى تُحاول إيجاده |
| "Şayet işbirliği yapmazsan, ...federal cezaevi sisteminin sunduğu kariyer imkânlarından birinde üstün performans göstereceğine olan inancım sonsuz." | Open Subtitles | إن لم تتعاون، فأنا واثقة من اثباتك لجدارتك في احدى فرص العمل المرموقة التي يقدّمها نظام السجون الفيدرالي. |