| Avukatlarım en kısa sürede salıverilmesi için tüm güçlerini kullanacaklar. | Open Subtitles | المحاميين يقومون باقصي مافي قوتهم لاطلاق صراحه في اقرب وقت |
| Doğrusu ben maktüllerin cesetlerini... en kısa sürede incelemek için talepte bulundum. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد وضعت طلب للكشف عن الاجساد في اقرب فرصه ممكنه |
| en kısa zamanda senin ve benim akrabalarım ve rahip ile bunu konuşacağım. | Open Subtitles | ساتحدث الى الواعظ في اقرب فرصة والى عائلتينا |
| Bütün elbiselerimizi parçalayıp, en yakın mağarada ırzımıza geçmesini istediğimiz adam değilsin. | Open Subtitles | ليس الشاب الذي سيقوم بقطع ملابسنا لخلعها و يغتصبنا في اقرب كهف |
| Mümkün olduğunca çabuk bu numaradan beni aramanızı istiyorum. | Open Subtitles | أرغب منكِ أن تتصلي بي على هذا الرقم في اقرب فرصة ممكنة، رجاءً. |
| Hayır, ama en kısa zamanda Atlantis'e dönmemiz gerek. | Open Subtitles | لا , ولكن نحن بحاجة لاعادته لاطلانتيس في اقرب وقت ممكن. |
| Umarım en kısa zamanda gelebilirsiniz. | Open Subtitles | آمل منك ان تأتي الا هنا في اقرب وقت ممكن |
| Hastane bu gece çok yoğun ama en kısa sürede yukarı alacağım seni. | Open Subtitles | انها ليلة مجنونة، لكني سأحضرك للطابق العلوي في اقرب وقت استطيعه |
| Dr. Solis en kısa sürede Kimberly için nevrolojik muayene istiyor. | Open Subtitles | دكتور سوليس تريد مراجعة للأعصاب لكمبرلي في اقرب فرصة. |
| O çok özür diliyor ve sizi en kısa sürede arayacak. | Open Subtitles | لقد اعتذر مُسبقاً وهو قال سيتصل بك في اقرب وقت |
| Depozit paralarını en kısa sürede getirmeye bakın. | Open Subtitles | أريد هذا العربون من المال في اقرب وقت تستطيع إلى اللقاء يا سادة |
| Ama en kısa zamanda polise gidip hikâyemi desteklemen gerekiyor Paige. | Open Subtitles | لكن بيدج اريد منك الذهاب لمركز الشرطة ودعم قصتي في اقرب وقت |
| Şu an müsait değilim ama mesaj bırakırsanız, en kısa sürede size dönerim. | Open Subtitles | ولكن اذا تركت رسالة, سوف اعاود الاتصال بك في اقرب وقت |
| Sizi oradan en kısa sürede çıkarmaya çalışacağız. | Open Subtitles | ***نحن نعمل على اخراجكم في اقرب وقت ممكن*** |
| Kargo bölümü mümkün olan en kısa zamanda kilitlenmiş olmalı. | Open Subtitles | السفينة يجب ان تبحر في اقرب وقت |
| Ödemeyi mümkün olan en kısa zamanda yapacağım. | Open Subtitles | حسنا .. سوف أودعة في اقرب فرصة |
| Ve en kısa sürede Alpha Strike'i başlatmamız gerek. | Open Subtitles | ويجب ان نوجه ضربه لالفا في اقرب وقت |
| Olabilecek en yakın zamanda o kıçını kaldırıp buraya gelmen lazım. | Open Subtitles | انا اريد ان تبعد مؤخرتك من هنا في اقرب وقت ممكن |
| Yerlerinize oturun. Tabii Bay Chance'nin plânı bizi en yakın çıkışa yönlendirmekse. | Open Subtitles | إلا إذا كان لدى السيد تشانس خطط ليجعلنا نذهب الى اقرب مخرج في اقرب وقت |
| Bu yüzden mümkün olduğunca çabuk bu ülkeyi terket. | Open Subtitles | غادر البلاد في اقرب وقت ممكن |