| Ormanlar gibi kompleks sistemlerde nasıl bilim yapıyoruz? | TED | وكيف نقوم بممارسة العِلم في الأنظمة المعقدة مثل الغابات؟ |
| Zekâ, fiziksel sistemlerde bilgi işleme ile ilgilidir. | TED | الذكاء هو مسألة معالجة للمعلومات في الأنظمة الفيزيائية. |
| Yönelim ve eğilimlerin teknolojik sistemlerde birleşmesi büyük çapta gidişatın nereye gittiğini anlamamızı sağlar. | TED | لذا فإن هذه الميول والاتجاهات المضمنة في الأنظمة التكنولوجية يمكننا أن تعطينا فكرة عامة إلى أين نتجه بشكل عام. |
| Diğer sistemler için de bilinç konusunda sorular sorulabilir, bilgisayarlar gibi. | TED | من الطبيعي أيضًا أن نسأل عن الوعي في الأنظمة الأخرى، مثل أجهزة الكمبيوتر. |
| Yaşayan sistemlerdeki kalıpları haritalayabilir, bizi uğraştıran hastalıkların üstesinden gelebiliriz. | TED | يمكننا أن نعين الأنماط التي تحدث في الأنظمة الحية، ونعرف كيف نتغلب على الأمراض التي تصيبنا . |
| Tek boyutlu sistemlerde - bu, kendi kendini katlayan proteinler adı verilen bir proje. | TED | في الأنظمة ذات البعد الواحد -- هذا المشروع يسمّى البروتينات الذاتيّة الطيّ. |
| Genelde, insanların istedikleri kadar katılımda bulundukları sınırlandırılmamış sosyal sistemlerde ortaya çıkar. | TED | ويظهر عادةً في الأنظمة الإجتماعية غير المقيدة حيث مسموح للناس بالمشاركة بالكثير أو القليل كما يشاؤن، في العادة هذا ما تحصلون عليه.صحيح؟ |
| Aslında bu prensiplerin sadece biyolojik olarak uzun ömürlü sistemlerde değil, ister inanın ister inanmayın, Roma İmparatorluğu ve Katolik Kilisesi gibi uzun ömürlü sosyal sistemlerde de çok karakteristik olarak bulunduğunu gördük. | TED | في الواقع، رأينا هذه المبادئ ليس فقط في الأنظمة الدائمة البيولوجية، وجدنا أيضا أنها تكون مميِّزة جدا للنظم الاجتماعية طويلة الأجل، مثل الإمبراطورية الرومانية والكنيسة الكاثوليكية، صدقوا أو لا تصدقوا هذا. |
| Büyük verinin başarı şöhreti çok belirli çevrelerin nicelendirilmesinden geliyor. Örneğin; enerji nakil şebekeleri veya dağıtım lojistikleri veya genetik kod gibi az çok kapsamlı sistemler. | TED | إن سمعة نجاح البيانات الضخمة تأتي من قياس بيئات محددة جدًا، مثل شبكات الطاقة الكهربائية أو التسليم اللوجيستي أو الشفرة الجينية عندما نحدد المقدار في الأنظمة المتضمنة. |
| Hamilton Apollo'daki çalışmalarından sonra sistemler ve yazılımlar için atılımlar yaratmak amacıyla benzersiz evrensel sistem dilini kullanan bir şirket kurdu. | TED | بعد عملها على مركبة أبولو، قامت هاميلتون بإنشاء شركة تستخدم لغة الأنظمة العالمية الفريدة لتحقيق الابتكارات في الأنظمة والبرمجيات. |
| Fakat bu değişim bizim kontrolümüzü ve yönetim örneklemimizi temelden değiştiriyor, şimdiki doğrusal, emir-komuta zihniyetinden, verimlilik ve optimizasyona odaklı yaklaşımdan, çok daha esnek, çok daha uyum sağlayabilen bir yaklaşıma doğru değişiyor. Bu yaklaşım ki hem sosyal hem de çevresel sistemlerdeki ihtiyaç fazlasını fark edebilmemiz, küresel değişimin çalkantılı devriyle başedebilmemizde anahtar niteliğini taşıyor. | TED | و لكن هذا سيغير تماما طريقة حُكم و إدارة الأمور، من التيار الحالي أحادي التفكير، ذو نهج الأمر و السيطرة، لنقوم بتحسينه و رفع كفائته نحو إتجاه أكثر مرونة بكثير، أكثر تأقلماً بكثير، حيث نُدرك أن الوفرة سواء، في الأنظمة الإجتماعية أو البيئية، تُعد أساسية لنتمكن من التعامل مع عصر التغيرات العالمية المضطرب هذا. |