| Tamir etmeye çalıştığında, bir dalgalanma oldu ve o Patlamada buraya sıkıştı. | Open Subtitles | و عندما حاول إصلاحها حدث تأثير متعاقب و أصبح محبوساً في الإنفجار |
| Lovell'ın söylediğine göre Patlamada zarar görmüş, bu nedenle motoru yok farzedelim. | Open Subtitles | هو محرك وحدة القيادة و مما قاله لوفيل ربما يكون تضرر في الإنفجار |
| Sıvı, Patlamada gittiği için de ne olduğunu öğrenemeyeceğiz. | Open Subtitles | وقد إستهلك في الإنفجار وأظننا لن نعرف ما هو |
| 'Bir memurun bu patlamaya neden olduğu söyleniyor, doğru mu? ' | Open Subtitles | كان مارشالاً على متن الطائرة تسبب في الإنفجار أهذا صحيح؟ |
| - Patlama hakkında düşünceniz nedir? | Open Subtitles | ما رأيك في الإنفجار ؟ |
| Ozellikle insanlar bu olaya sempatiyle yaklasiyor bombalama olayında sevdiklerini kaybedenler özellikle. | Open Subtitles | ومن المؤكد أن الجميع هنا متعاطف جداً مع أولئك الذين فقدوا أحباءهم في الإنفجار الذي وقع مؤخراً |
| Patlamada, ayrıca, iki serseri, bir evsiz adam ve bir bomba ölü bulundu. | Open Subtitles | أيضاً, قتل في الإنفجار متجولين رجل متشرد و حامل القنبله |
| Patlamada çok fazla tahrip olmuş. | Open Subtitles | يبدو أنّها ساعة يد وقد تدمّرت كلّياً في الإنفجار |
| Kardeşinin Patlamada yaralandığı haber verilmişti. | Open Subtitles | يجب أن نتصل به لقد اُصيب شقيقه في الإنفجار |
| Patlamada her ne olduysa, bir şeyleri tetikledi. | Open Subtitles | أياً ما كان قد حدث في الإنفجار فقد غير شيئاً ما |
| Patlamada her ne olduysa, bir şeyleri tetikledi. | Open Subtitles | أياً ما كان قد حدث في الإنفجار فقد غيّر شيئاً ما |
| Ben burada değildim, ama bir nöbetçi memurla nöbetçi subay Patlamada buradalardı. | Open Subtitles | وأنا لم أكن هنا ، ولكن رقيب المكتب و الضابط المناوب اصيبوا في الإنفجار |
| O Patlamada sen babanı kaybettin ve ben oğlumu. | Open Subtitles | إنك فقدت أباك في الإنفجار و أنا فقدت إبني |
| O ve iki kardeşi de Patlamada öldü. | Open Subtitles | هي وأخوانها الأثنين قُتِلوا في الإنفجار. |
| Bombayı yapan ve arazi aracının yerini değiştiren adam söyledikleri gibi Patlamada ölmedi. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي أنّ الرجل الّذي صنع القنبلة وحرّك الشاحنة لم يمت في الإنفجار مثلما يقولون |
| Ancak tüm o ışık, Patlamada açığa çıkan enerjinin yaklaşık olarak yalnızca yüzde biri kadardır. | Open Subtitles | ولكن كل الضوء لا يشكل سوى واحد بالمئة من الطاقة المتحررة في الإنفجار |
| Sen hiç daha önce volkanik patlamaya sebebiyet veren bir EM dalgalanması duymnuş muydun? | Open Subtitles | هل سمعت عن حدوث أي تزايد مضطرد الذي تسبب في الإنفجار البركاني؟ |
| Bombalar düşerken ikinci patlamaya denk geldim. | Open Subtitles | وعندما ضربت العبوات الناسفة كنت في الإنفجار الثاني |
| Patlama hakkında düşünüyordum, Hodgins. | Open Subtitles | لقد كنتُ أفكّر في الإنفجار يا (هودجينز) |
| Yeğenim bombalama olayında yaralandı. | Open Subtitles | إبنة أختي أصيبت في الإنفجار |