| Babanın işlettiği stüdyoda çalışırdı. Bilirsin işte, sistemin bir parçasıydı. | Open Subtitles | كان يعمل في الاستوديو الذي يديره أبوك جزء من النظام |
| Bu ses, bir stüdyoda prodüksiyon sonrasında eklenmiştir. | TED | تمّ إضافة الرّنين لاحقًا في مرحلة ما بعد الإنتاج، في الاستوديو. |
| Gerçekten çok etkilendim,çocuklar. Sizleri bir an önce Stüdyoya sokmak istiyorum. | Open Subtitles | انا في غاية الاعجاب, اريد ان اسجل معكم في الاستوديو علي الفور |
| Sapık tehditler savurmuş ve bütün stüdyo kendini tehlikede hissetmeye başlamış. | Open Subtitles | وبدأت تلك المطاردة بعمل تهديدات، وشعر جميع من في الاستوديو بالخطر. |
| Gördüğünüz gibi şuanda stüdyodayız. | Open Subtitles | نحن في الاستوديو الآن نعمل عليها |
| Ancak eşim Jon ve ben stüdyomuzda farklı geleceklerin görünümlerini düşünerek ve yaratarak çok zaman harcadık. | TED | لكنّي وزوجي جون فكّرنا مطوّلاً وصممنا في الاستوديو الخاص بنا العديد من سيناريوهات المستقبل. |
| Para vermek yerine para almadan, stüdyosunda kendi albümümüzü çıkarmamızı teklif etti. | Open Subtitles | بجانب مسألة الدفع, فقد عرض علينا تسجيل.. البومنا في الاستوديو الخاص به |
| Annem benim evime taşındığında bu makineyi aldım ve saklamak üzere stüdyomda tuttum. | TED | وعندما انتقلت والدتي إلى منزلي، حفظت هذه الماكينة وخزنتها في الاستوديو للحفاظ عليها. |
| Şimdi stüdyoda sana göstereceğim şeyi çok seveceksin. | Open Subtitles | الآن، وأنا أعلم أنك ستعمل الحب ما كنت قد حصلت لتظهر لك في الاستوديو. |
| Tanrım! stüdyoda olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ليست لك من المفترض أن تكون في الاستوديو ؟ |
| Ne demek istediğini anlıyorum. Bu gece, bu stüdyoda tir tir titredim. | Open Subtitles | اعلم ماذا تقصد لقد ارتعشت في الاستوديو الليلة |
| Kadın aşağıdaki stüdyoda cello çalışıyormuş. | Open Subtitles | الزوجة كانت في الاستوديو تتمرن على الة التشلو |
| Sanırım artık o Stüdyoya yatırım yapabilirsin. | Open Subtitles | اذن ، الان اعتقد سوف تستثمر في الاستوديو |
| Yapamam evlat. Stüdyoya gidip müteahhitle görüşmem gerek. | Open Subtitles | لا أستطيع يا صغيري، فعليّ الإجتماع مع المقاول في الاستوديو |
| Gelişmeler için Stüdyoya dönüyoruz. | Open Subtitles | عدنا معكم في الاستوديو للمزيد من التطورات |
| stüdyo ile masaya oturduk, yapımcılar, senarist, bana geldiler ve "Shekhar ne düşünüyorsun?" | TED | كنا جالسين إلى الطاولة في الاستوديو مع المنتجين والكاتب، وسألوني، "شيكار، ما رأيك؟" |
| stüdyo zamanı, şözleşme imzamaları... | Open Subtitles | أي شيء أريده وقت عمل في الاستوديو, وعقود تسجيلات |
| Benimle stüdyo da olacaksın, Ama hiçbirşeye karışmayacaksın, Bölümde kalabilirsin. | Open Subtitles | إنك ستكون معي في الاستوديو ، ولكنك لن تفعل وليس من غير المألوف ، يمكنك البقاء في الادارة. |
| Yeniden stüdyodayız. | Open Subtitles | نعود لكم في الاستوديو |
| Şu an stüdyomuzda bir deney yürütüyoruz. | TED | نجري حالياً تجربة في الاستوديو الخاص بنا. |
| Evet. stüdyosunda sanat perisi olmam için poz vermemi rica etti. | Open Subtitles | طلب مني اعرض له في الاستوديو , لأكون له كـ مصدر روحي |
| Bu eseri oluşturmak için çok sayıda hazır noodle aldım ve bunları stüdyomda, süpermarket izlenimi uyandıracak şekilde yerleştirdim. | TED | للقيام بهذا، اشتريت كميات كبيرة من كؤوب المعكرونة الفورية ووضعتها في الاستوديو الخاص بي، جاعلا إيّاها تشبه السوبر ماركت. |