"في الباحة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bahçede
        
    • avluda
        
    • bahçedeki
        
    • bahçeye bir
        
    • bahçedeydik
        
    Beaumont'ta, Harrison Caddesi'nde oturuyorduk babam bahçede kamyonuyla uğraşıyordu... ..annem de evde işlerini yapıyor, yemek falan hazırlıyordu. Open Subtitles كُنا نعيش في بومانت في هاريسون أبي كان يعمل على سيارتي في الباحة الخلفية و أمي كانت تُنظف أو تعد الغداء
    Knapp'ler yarı normal insanlardı, bahçede çalışır, çimlerle ilgilenirlerdi, çimenlikleri vardı! Open Subtitles كانوا يعملون في الباحة الخلفية ويجزّون مرجتهم على الأقل كان لديهم مرجة لجزّها
    Arka bahçede tek kişilik helikopter görüyor musun? Open Subtitles هل ترى مركبة هيليكوبتر تتسع لرجل واحد في الباحة الخلفية
    Yani Yahudiler ön tarafta kalırken, ...Polonyalılar avluda, ayakyollarının orada kalıyorlardı. Open Subtitles اذا اليهود سكنوا في الواجهة؟ والبولنديون في الباحة حيث المراحيض
    İstiyorsan bahçedeki barbeküyü onarırım, eğer istiyorsan. Open Subtitles سأصلح المشواة في الباحة الخلفية إن أردت سأفعل ذلك
    Biz çocukken bize geldiklerini ön bahçeye bir sandalye çıkarıp her akşam yolu izlediğini hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تتذكر عنما جئنا لزيارته عندما كنا صغاراً و كان يأخذ كرسياً في الخارج في الباحة الامامية كل ليلة ليراقب الطريق ؟
    Kız kardeşimle evin önündeki bahçedeydik. Open Subtitles كنت أنا وشقيقاتي في الخارج نلعب في الباحة الأمامية
    Ve arka bahçede model uçaklar uçurabiliriz. Open Subtitles ويمكننا أيضا,تعلم اللعب بالطائرات في الباحة الخلفيه
    Evet sen arka bahçede çamurlara atlayıp Open Subtitles كنتِ في الخارج تلعبين بالطين في الباحة الخلفية
    Küçük kız arka bahçede oynarken bir anda kaybolmuş geniş çaplı aramalara rağmen bir sonuç çıkmadı. Open Subtitles فتاة صغيرة ، تلعب في الباحة الخلفية لمنزلِ والدتُها أختفت فحسب ، بحثنا مطولاً و لم نعثرُ على شيء
    Dede, düşünüyorum da belki bir gece arka bahçede kamp yapabiliriz. Open Subtitles إذن , جدي فكرتُ بأن في واحدة من هذه الليالي قد نخيم في الباحة الخلفية
    bahçede öylece bırakıp yanmaya mı terk etseydim? Open Subtitles هل حرى أن أتركهما في الباحة الأماميّة ليتعفّنان؟
    Arka bahçede dikilip, mangalda etlerini yemeyi severler. Open Subtitles يحبون الوقوف في الباحة الخلفية وتن أول اللحوم المشوية
    Bir ev sahibi arka bahçede çocuğuyla konuşan iki yabancıyı ihbar etmiş. Open Subtitles مرحباً مالك منزل اشتكى من اثنان غرباء في الباحة الخلفية يتحدثون الى طفله
    Bütün ölü savaşçılar her sabah bahçede yine savaşıyorlar ve birbirlerini yine öldürüyorlar! Open Subtitles حيث ينشب القتال بين المحاربين الموتى في الباحة كل صباح لقتل بعضهم بغضاً مجدداً
    Ve bir ağaca tırmanıyordun, arka bahçede, meşe ağacıydı. Open Subtitles كُنت تتسلقين شجرة البلوط في الباحة الخلفية
    Bütün ölü savaşçılar her sabah bahçede yine savaşıyorlar ve birbirlerini yine öldürüyorlar! Open Subtitles حيث ينشب القتال بين المحاربين الموتى في الباحة كل صباح لقتل بعضهم بغضاً مجدداً
    Gördünüz mü bahçede yemek ne güzelmiş. Open Subtitles أرأيتم؟ إنه من الجميل أن نأكل في الباحة
    Bütün gün avluda oturup, hangi bitkileri sarıp içebileceklerini deneyip durdular. Open Subtitles انهم في الباحة طوال الوقت يبحثون عن شيء من النباتات يستطيعون صنعه للتدخين
    Ve bu da üzülmenin çeşitleri yollarından birisidir. Üzülmek, manevi kardeşinin avluda güreş yaparken gözünün çıkması sonucunda oluşur. Open Subtitles البؤس هو عندما يفقد شقيقكَ عينه في نزالٍ في الباحة الخلفيّة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more