| Belki de üniversitelerde bu şekilde çalışıyor olmalıyız. | TED | إذن ربما هكذا يمكننا قضاء وقتنا في الجامعات. |
| Çok fazla cevap görüyorum. Bu üniversitelerde yaptıklarımdan çok daha hızlı. | TED | أنا أرى الكثير من الاجابات. هذا أسرع بكثير حين طرحت السؤال في الجامعات. |
| Beni dinle, bu balonları üniversitelerde katlayacaksın. | Open Subtitles | إن استمتعت لي ستقوم بطي البالونات في الجامعات |
| Reform vaatleri, üniversitelerde tekrar huzur ortamının oluşmasını sağlıyor ve parlamento harici muhalefetin de ...demokratik ortamda yer alabilmesine olanak veriyor. | Open Subtitles | ووعد بقيامه بالاصلاح وإحلال السلام في الجامعات وإعطاء المعارضين من خارج البرلمان الحق في الدخول في العملية الديمقراطية |
| Bugünlerde üniversitelerde işlenen cinayetlerin iyi bir tarafı bu. | Open Subtitles | هذه هو الأمر المفرح بشأن جرائم القتل في الجامعات هذه الأيام الجميع لديه : |
| üniversitelerde yüzlerce yıl boyunca geometri ve aritmetik önemli teorik uğraşlardan olmuştu. | Open Subtitles | ظل الحساب والهندسة لمئات السنين في الجامعات موضوعات نظرية مهمة |
| Ta ki üniversitelerde, mesleklerde kabul edilene ve oy kulanabildiğimiz güne kadar. | Open Subtitles | حتى يُرحب بنا في الجامعات في الوظائف، وفي صندوقِ الانتخاب |
| Bak, sanırım sana, son yıllarda üniversitelerde akıl hastalıkları yüzünden yaşanan trajik olaylardan bahsetmeme gerek yok. | Open Subtitles | انظر,لا اعتقد انه يجب عليّ ان أخبرك انه حدثت حوادث مأساوية بسبب المرضى النفسيين في الجامعات في الأعوام الأخيرة. |
| Böylece, buluşlarıyla bizleri buralara getirebilme şansı olan en iyi ve parlak bilimadalarını üniversitelerde bulabilmek için dünyayı dolaşmaya başladım. Ve birlikte onların olağanüstü fikirleriyle bir şirket kurduk. | TED | وهكذا بدأت في السفر حول العالم بحثا عن أفضل وألمع العلماء المتوفرين في الجامعات والذين لاكتشافاتهم الجماعية الفرصة لأخذنا هناك، وأنشأنا شركة للبناء على أفكارهم الاستثنائية. |
| Ve bu arada birçok kişi üniversitelerde kadrosunu almış olan profesörleri bu hayvana benzetir, ama bu tabii ki başka bir konu. | TED | وغالبا ما يتم أخذ هذا الحيوان باعتباره قياسا على ما يحدث في الجامعات عندما يتم تثبيت أساتذة في وضيفتهم، ولكن هذا موضوع مختلف. |
| Bu nedenle, yaptığımız araştırma -- aslında diğer üniversitelerde de yapılan araştırma -- bu noktaları düzeltmeye ve şu soruyu sormamıza yarıyor: Nasıl olur da -- bu size çok tuhaf ve iddialı gelebilir ama -- yemek pişirme şeklimizi değiştirebiliriz? | TED | لذا في بحثنا وتلك البحوث التي تتم في الجامعات نحن نعمل على هذه النقاط لكي نستطيع يوما ما وهذا ما قد يبدو مبالغاً فيه اليوم .. ان نغير مفهوم الطبخ تماماً |
| Seçkin üniversitelerde bir gelenek gibi. | Open Subtitles | هناك تقليد في الجامعات الراقية |
| üniversitelerde öğretilmiyor. | TED | و لا يدرس في الجامعات |
| Bu donanımın bu kadar karmaşık bir yapıda ve pahalı olmasının sebeplerinden biri, sadece büyük üniversitelerde ve enstitülerde yapılabiliyor olmasıdır. | TED | ومن أهم الأسباب أيضاً أن المعدات معقدة وباهظة الثمن جداً ولذلك لا تستخدم هذه المعدات إلا في الجامعات الرئيسية والمعاهد الكبيرة . |
| Garcia, yerel üniversitelerde Louisiana'lı öğrencileri ara. | Open Subtitles | غارسيا ), ابحثي في الجامعات المحلية) (على طلاب من ( لويزيانا |