| İlgilendiğiniz şey sanat değilse, Arkada başka ürünlerimiz de var. | Open Subtitles | وإذا لم يكن الفن من هواياتكِ،فلدينا بضائع أخرى في الجزء الخلفي من المعرض |
| Pekala, Arkada bir dolap dolusu elbisemiz var. | Open Subtitles | حسنا لقد حصلنا علي خزانة كاملة في الجزء الخلفي من الحجرة |
| Arkada siyah olan sen. | Open Subtitles | أنت، واحد باللون الأسود في الجزء الخلفي. |
| Brandi kafasının arkasından vurulmuş. Bu da demektir ki sadece söyleneni yapıyordu. | Open Subtitles | قتل براندي في الجزء الخلفي من الرأس مما يدل على أنها تراجعت. |
| Bunlar, nesnelerden seken ve gözlerimizin arkasındaki özel alıcılara çarpan ışık dalgaları, elektromanyetik ışınımlar. | TED | إنها موجات ضوئية وإشعاعات كهرومغناطيسية تنعكس على الأجسام ثم تصطدم بمستقبلات معينة في الجزء الخلفي من أعيننا، |
| otobüsün arkasında bir bomba patladı. | Open Subtitles | انفجرت القنبلة في الجزء الخلفي من الحافلة |
| Arkada, büroya doğru. | Open Subtitles | في الجزء الخلفي ، من خلال المكتب. |
| Pekala, önde genç ve kurnaz, Arkada acaip ve sıkı. | Open Subtitles | حسنا. الشباب في المقدمة والغريبين في الجزء الخلفي ... |
| Arkada çok yer var. | Open Subtitles | الكثير من المقاعد في الجزء الخلفي |
| Dövüşünü ekrandan izledim Arkada. | Open Subtitles | رأيت معركتك على الشاشة في الجزء الخلفي. |
| Arkada vardı galiba. | Open Subtitles | أعتقد أن أفعل في الجزء الخلفي. |
| Arkada. | Open Subtitles | في الجزء الخلفي. |
| Arkada. | Open Subtitles | في الجزء الخلفي |
| Malzemeyi arkasından atıyorsunuz ve o da parçalanmış halde dışarı atıyor. | Open Subtitles | ويغذي هذه المواد في الجزء الخلفي من هذه الوحدة وتتناثر بها المظلة. |
| Kafasının arkasından vurulmuş. | Open Subtitles | لقد تلقت رصاصة في الجزء الخلفي من الرأس. |
| Önünde yürürken de kafasının arkasından vuruldu. | Open Subtitles | وقد سارت أمامه، وأطلق النار عليها في الجزء الخلفي من الرأس. |
| Hapishanenin arkasındaki kapılardan birini açık bıraktım. | Open Subtitles | تركت باباً مفتوحاً في الجزء الخلفي من السجن |
| Arabanın arkasındaki günahtan beri? | Open Subtitles | منذ لديك لك في الجزء الخلفي من السيارة الخاصة بك؟ |
| Elçiliğin arkasındaki güney çıkışından gideriz. | Open Subtitles | يُمكننا الخروج من المخرج الجنوبي في الجزء الخلفي من السفارة |
| Sahnenin arkasında bir masa tenisi sahası vardı. | Open Subtitles | وهناك غرفة كرة الطاولة في الجزء الخلفي من المسرح |
| Bir kamyonetin arkasında bir sürü adamla birlikte uyandım. | Open Subtitles | استيقظت في الجزء الخلفي من الشاحنه مع بعض الرجال |
| Ayağımın arkasında bir *kaşıntı var. | Open Subtitles | لدي حكة في الجزء الخلفي من ساقي |