| Tek yiyecek ve su kaynağı aşağıdaki boğazın dibinde, ...avcıların pusuda beklediği yerde. | Open Subtitles | الطعام والشراب الوحيدان أدناه في الجزء السفلي من الوادي والتي تكمن فيها الحيوانات المفترسة |
| Kurbanın dolabının dibinde, buruşturulup atıImış bir fotoğraf buldum. | Open Subtitles | صورة تكوم المتابعة في الجزء السفلي من خزانة دينا فيك. |
| Yaşam ve Ölüm'ün Kapısı bu uçurumun dibinde. | Open Subtitles | بوابة الحياة والموت في الجزء السفلي لهذا الجُرف |
| Köşedeki rafın alt kısmında. | Open Subtitles | في الركن ثم في الجزء السفلي. |
| ve bütün bu renkler alttaki bir ana hazneden çıkıyor. | TED | وجميع الألوان تخرج من منفذ واحد وسطي في الجزء السفلي. |
| Dünyadaki her sokak köşesinde kahve bol olması için, alttaki emekçi halk ile sanayi arasında büyük bir bağ var | Open Subtitles | للحصول على قهوة وفيرة بكل زاوية شارع في العالم لديك سلسلة هائلة من الصناعة مع عمالة بائسة في الجزء السفلي |
| Nora Dominguez şu anda tekilanın dibinde. | Open Subtitles | نورا دومينغيز في الجزء السفلي من السيد تيكيلا |
| Bu konuda şüphelerim var çünkü telefonum nehrin dibinde. | Open Subtitles | اشك في ذلك لان هاتفي في الجزء السفلي من النهر |
| Ama burada bile... dünyanın donmuş dibinde hayat buluyorsun. | Open Subtitles | ولكن حتى هنا، في الجزء السفلي من الارض المتجمدة و تجد الحياة. |
| Mısır gevreği kutusunun dibinde hediye aramak gibi. | Open Subtitles | مثل تبحث عن الجائزة في الجزء السفلي من مربع الحبوب. |
| Patlamış mısır kutusunun dibinde bir delik açıyorum. | Open Subtitles | أنا أحدثت فتحة في الجزء السفلي مربع الفشار كبير. |
| Kurumuş, eski bir kuyunun dibinde, karanlık içinde 100 yıl geçirdim. | Open Subtitles | قضيت أكثر من مائة سنوات في الظلام، في الجزء السفلي من جفت من العمر أيضا. |
| O cadı, Tanrı'nın unuttuğu kuyunun dibinde kaldığım günlerin sorumlusu. | Open Subtitles | -و الساحرة المسئوولة عن حالي في الجزء السفلي من الجحيم |
| Burada, TED'li dinleyiciler arasında kaçımız zamanımızın daha çoğunu denklemin alttaki ikinci yarısında, bölen kısmında harcıyoruz? | TED | كم منا هنا كزملاء في تيد في هذا الحضور امضى وقتا اكثر في الجزء السفلي من هذه المعادلة، في المقام؟ |
| Şimdi, şu elmalı tartı en alttaki fırına koy. | Open Subtitles | والآن, ضعي كعكة التفاح في الجزء السفلي من الفرن. |
| Eğer yakından bakarsanız, kafatasındaki depresyon kırığı alttaki üsttekinden daha küçük bir noktaya sahip. | Open Subtitles | لو نظرتي عن قرب , الكسور المنخفضه في الجمجمة لديها مفصل صغيره قليلا في الجزء السفلي منه من الجزء العلوي |