"في الجلسة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Duruşmada
        
    • toplantıda
        
    • duruşmaya da
        
    • seans
        
    • terapide
        
    Duruşmada yaptığın şey gerçekten büyük cesaretistiyordu. Open Subtitles يحتاج الامر للكثير من الشجاعة لفعل ما فعلتيه في الجلسة.
    Yarın Duruşmada ne olacağını gerçekten bana söyleyecek misin? Open Subtitles الآن أنت لن تقولي مالذي حدث حقا في الجلسة غداً ؟
    Ve ilk toplantıda, hepsi, "Bu yaptığımız rüşvet vermek değil. Bunlar oradaki adetler gereğincedir. TED و في الجلسة الأولى ,قالوا جميعهم, ما نفعله ,ليس برشوة. إنه شئ معتاد هناك.
    Son toplantıda görmezden gelinmenle mi alakalı bu? Open Subtitles هل هذا بسبب أنه تم تجاهلك في الجلسة الأخيره ؟
    Kocası, sonraki duruşmaya da gelmezse üç ay içinde... Open Subtitles إذا لم يأت الزوج في الجلسة القادمة .. بعد ثلاث أشهر
    Bize yardım edebilecek bir dostum var fakat bir seans yapmak için en az üç kişi lazım. Open Subtitles ولدي صديق بوسعه أن يساعدناولكن.. على الاقل، أحتاج إلى ثلاثة أشخاص في الجلسة.
    Bunu, bugün terapide konuşabilirsin. Open Subtitles يمكنك الحديث عن ذلك في الجلسة النفسانية اليوم
    Bahsetmedim çünkü senin Duruşmada bulunmanı istemedim. Open Subtitles لم أتطرق للموضوع لأنني لم أرد أن أطلب منك الظهور في الجلسة
    - Duruşmada yeni adamın yerinde olsaydım çıkmasını dilerdim. Open Subtitles أتمنّى لو أنّي كنت في الجلسة بدل الرّجل الجديد
    Bırak yarınki açık Duruşmada halledeyim. Open Subtitles دعينيّ أتولى الأمر في الجلسة المفتوحة غداً.
    Duruşmada lehime konuşacağın için minnettarım. Open Subtitles أردت أن أخبرك كم أنا ممتنة أنك ستتحدث في الجلسة
    Sue, Duruşmada sağlam kelimesini üç kere kullanmış. Open Subtitles سو، هي للتو إستعملتْ متين ثلاث مراتِ في الجلسة.
    Ön Duruşmada yenilmiş gibi görünüyordu. Open Subtitles في الجلسة التمهيدية بدا مطربا جداً
    ilk toplantıda; iki yıllık süre boyunca üç toplantımız oldu. TED في الجلسة الأولى--لقد أجرينا ثلاث جلسات على مر سنتين.
    Fakat ikinci toplantıda, bu ülkelerde yaptıklarını burada, Almanya'da ya da Birleşik Krallık'ta ya da benzerlerinde asla yapmayacaklarını itiraf ettiler. TED و لكن في الجلسة الثانية, إعترفوا بالفعل أنهم ما كانوا ليفعلوا ذلك أبدا, ما يفعلوه في تلك البلاد الأخرى, هنا في ألمانيا أو في بريطانيا و هكذا.
    KMS ve ATLAS'taki Higgs sonuçları aynı toplantıda, birlikte gösterildiğinde çok büyük heyecan vardı. Open Subtitles لأن نتائج هيجز من جهازي الكشف الرئيسيين CMS و ATLAS ظهرا أولا معا، في الجلسة نفسها
    Sana e-posta gönderen herkes toplantıda olacak zaten Open Subtitles اي شخص قد يراسلك سيكون في الجلسة
    Kocası sonraki duruşmaya da gelmezse bugünden itibaren üç ay sonra kanuna karşı gelip bir yıl süreyle ehliyetini askıya alacağım. Open Subtitles إذا لم يأت الزوج في الجلسة القادمة *بعد ثلاث أشهر* سأقوم باستثناء قانوني
    Geçtiğimiz seans oldukça karmaşık bir noktaya gelmiştik. Open Subtitles أنتما توترتم كثيراً في الجلسة الماضية
    Şimdi fark ettim de, savcılığın oraya gelme sebebini terapide konuşacağımız şeyi hâlâ konuşmadık. Open Subtitles لقد تذكرت سبب وجودك في الجوار صباح اليوم إننا لم نناقش ما أردنا مناقشته في الجلسة الاستشارية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more