| gerçek hayatta, insanlar boya küpü değildir. | Open Subtitles | في الحياةِ الحقيقيةِ، الناس لَيسوا صَبغَ بالفرشاة الهوائية. |
| gerçek hayatta da bazen beni kızdırıyor. | Open Subtitles | الآن، في الحياةِ الحقيقيةِ، هذا الرجلِ يَعمَلُ يَعمَلُ بَعْض الأشياءِ التي تُزعجُني. |
| Her aşk hikayesi gerçek hayattaki gibidir. | Open Subtitles | كُلّ قصّة الحبِّ مثل هذا في الحياةِ الحقيقيةِ. |
| Ve belli organizasyonlar gerçek hayattaki güçlerini internete geçirmek istediklerinde | Open Subtitles | و عندما تريدُ منظّمة محدّدة توسيع سلطتها في الحياةِ العمليّة على الإنترنت, |
| Daha gelişmiş bir zevki varmış. | Open Subtitles | ذاقَ الأشياءِ الأدقِ في الحياةِ. |
| Daha gelişmiş bir zevki varmış. | Open Subtitles | ذاقَ الأشياءِ الأدقِ في الحياةِ. |
| gerçek hayatta, insanlar hayat standartlarını yükseltmek için savaşırlar. | Open Subtitles | في الحياةِ الحقيقيةِ، ناس القتال على سِتَرِ النجاة. |
| Ah benim aptal kızım, aşk sadece kitaplarda ve şiirlerde var. gerçek hayatta değil. | Open Subtitles | أوه بنت غبية،يُوْجَدُ حبّ فقط في الكُتُبِ، والشعر لَيسَ في الحياةِ |
| Ah benim aptal kızım, aşk sadece kitaplarda ve şiirlerde var. gerçek hayatta değil. | Open Subtitles | أوه بنت غبية،يُوْجَدُ حبّ فقط في الكُتُبِ، والشعر لَيسَ في الحياةِ |
| Ama gerçek hayatta çok tedbirlisin. | Open Subtitles | لكن في الحياةِ الحقيقيةِ، تَلْعبُه شدّةَ. |
| - Kesinlikle ama gerçek hayatta, kötü karakterler sık sık serpilip büyürler. | Open Subtitles | بالضبط . لكن في الحياةِ ، يَنجح غالبا الأشخاصَ السيئون ، خذ نفسكَ |