"في الخارج" - Translation from Arabic to Turkish

• dışarda
• orada
• dışarıda
• dışarı
• yurt dışında
• dışarıdayken
• var
• Dışarıdayım
• dışarıdan
• yurtdışında
• dışarısı
• dışarıdaki

dışarda, kontrolden çıkan bir köleyle ilgileniyor. Mr. Fletcher, siz kuzeyden olmalısınz.
انه في الخارج يطارد عبيداً هاربين .اه, عزيزي السيد فليتشر من الشمال

Bizimkileri dışarda, yüzeysel bir gün ışığında ve hamağımda yakaladım.
لقد رأيت أهلي في الخارج, في وضح النهار, على أرجوحتي

Görünüşe göre ölmeden önce uzun bir süre orada kalmışlar.
يبدو انهم كانوا في الخارج لفترة طويلة قبل ان يقتلوا

Tuhaf bir şekilde aynı Afrika pirinci evlerimizde hor görülürken dışarıda baştacı oldu.
ومن السخرية بأن نفس الأرز الأفريقي المُحتقر في المنزل رُحّب به في الخارج.

Eğer egzos gazlarına bu derece hassasiyetin varsa... dışarı çıkmamalısın.
إنكنتتشعرينبحساسيةأكثر للغازاتبهذاالمكان .. فلا يجب عليك البقاء في الخارج حقيقةً

Dar görüşlü yerli çocukların aksine sen yurt dışında bulundun.
لقد كنت في الخارج ليس مثلنا فنحن صبيان ضيِّقو الأفق

O şeyler hala dışarıdayken atış talimi ve yanaşık düzen eğitimi yaptık.
اننا لدينا تمرين رماية ومسير عسكري بينما تلك الاشياء لازالت في الخارج

- Teşekkür ederim. Hakikaten minnettarım. - dışarıda bir adam var.
شكرا لك , اقدر لك ذلك هنالك احد ما في الخارج

Ve dışarda belki de yüz polis memuru... psikopat Derek'i aramakla meşgul.
وهناك حوالي مئة من ضباط شرطة في الخارج يبحثون عن المجنون ديريك

Sorun değil, ben dışarda uyurum. Yıldızların altında, romantik olur.
لا بأس سأنام في الخارج ، تحت النجوم سيكون رومانسياً

Ve bir koloniyi deşmek ve dışarda çalışan karıncaları işaretlemek isterseniz onları asla aşağıda derinde göremezsiniz.
وإذا وضعت علامة للنمل الذين يعملون في الخارج ، والذين يحفرون المستعمرة، أبداً لا تراهم في الأعماق.

Tüm kaydediciler ve pişiriciler ile orada, o dengesini bozuyor.
بوجود كل قاطعي الأخشاب والصيادين في الخارج هذا يضر بالتوازن

Ama efendim, eğer biz orada olacaksak burada kim olacak?
لكن, يا سيدي, إذا كنا في الخارج, من سيكون هنا

orada ne işi olduğunu dahi hatırlayamıyor gibiydi.
تقول أنها لاتستطيع تذكر ماذا كانت تفعل في الخارج حتى

Neredeyse 30 yıldır devlet hapishanesinde, aşağı yukarı bir kaç kez dışarıda.
هذا تقريباً 30 سنة في رعاية الحكوممة تقريباً بعض الإحازات في الخارج

Yasak şehrin içinde her zaman İmparator kalacaksınız... ama dışarıda değil.
أنت دائما ستكون الإمبراطور داخل المدينة المحرمة لكن ليس في الخارج

Burada kalmak için para verdik. Bizi böyle dışarıda bırakamazlar. Saçmalık.
لقد دفعنا أجرة هذه الغرفة لا يمكنهم أن يبقونا في الخارج

Teçhizatınızı alın ve dışarı, yanıma gelin. Çalışma sahasını gezeceğiz.
حسناً احضروا معداتكم و قابلوني في الخارج سنقوم بجولة سياحية

dışarı çıkıp kıyafetlerinizi değiştirip gelin, size gösterecek bir şeyim var.
,أذهب و بدل ملابسك في الخارج عندي شيء يجب أن تراه

İlk sen git. HAL gibi beni dışarı kilitlemeni istemiyorum.
إذهب أنت أولاً لا أريد أن تقوم بحبسي في الخارج

yurt dışında öğrenim görürken bu bahaneler ile eve gelmedin.
أنك لم تأتي إلى المنزل بأعذار أثناء دراستك في الخارج.

Ama bu adam dışarıdayken büyük bir risk aldığını anlaman gerekiyor.
ولكنكِ تفهمين أنكِ تقومين بمخاطرة كبيرة بترك هذا الرجل في الخارج

Çok eğlenceli. Veriyor olmalı yani yoksa ne anlamı var ki?
أعني , هي ستكون في الخارج أو ما هي النقطة ؟

Farkındayım, Nate. Bunun için Dışarıdayım.
أنا مدرك لذلك , نايت لهذا انا هنا في الخارج

Sadece dışarıdan gelen rüzgârın uğultuları eşliğinde çadırımda sevişen ben ve o vardık.
كنا أنا و هي فقط. نتضاجع في خيمتي مع عويل الرياح في الخارج.

Haifa'da yaşıyorum ama bu aralar zamanımın çoğunu yurtdışında geçiriyorum.
أنا أعيش في حيفا، ولكن حاليًا، أقضي معظم وقتي في الخارج.

Kapıyı aç, dışarısı çok soğuk. Buradayım! Buradayım, yardım edin!
افتحي الباب فالجو بارد في الخارج هنا هنا , ساعدني

Çünkü biliyoruz ki, dışarıdaki insanlar gelip bize yardım edebilirler, fakat kendimize yardım etmezsek, yapılacak hiç bir şey yok.
لأننا نعرف، نحن ندرك بأن الناس في الخارج يمكنهم المجيء ومساعدتنا لكن إن لم نساعد أنفسنا، لا يمكننا فعل شئ