| Evet, lobide ırmak. Bu gerçekten de çok güzel, dostum. | Open Subtitles | أجل النهر في الردهة هذا حقيقة يبدو جيدا يا رجل |
| Evet, lobide ırmak. Bu gerçekten de çok güzel, dostum. | Open Subtitles | أجل النهر في الردهة هذا حقيقة يبدو جيدا يا رجل |
| Evet onunla birkaç kez lobide buluştular. Herhalde başı büyük dertte değil mi? | Open Subtitles | أجل، قد قابلها في الردهة بضعة مرّات لابدّ أنّها في ورطة كبيرة، صحيح؟ |
| Ne kendi aranızda, ne jüri odasında, ne de Koridorda... | Open Subtitles | ليس فيما بينكم، ولافي غرفة هيئة المحلفين، ولا في الردهة |
| Şu Koridorda gördüğüm fıstık için fazla yaşlı değil misin sen? | Open Subtitles | ألم تكبر قليلاً على تلك المثيرة التي رأيتها في الردهة للتو؟ |
| Lobideki hediyelik eşya dükkanımız ve 2. kattaki resturantımızı gezmeyi unutmayın. | Open Subtitles | تفضلوا بزيارة متجر الهدايا في الردهة والمطعم في الدور الثاني |
| lobide tek başına oturuyormuş. Tekerlekli sandalyesini iterek yardım etmişler. | Open Subtitles | لأنّها كانت جالسة في الردهة وحدها، فساعدوها بدفع كرسيّها المتحرّك. |
| lobide dışkı vardı ve asansör cinsel simgelerle karalanmıştı. | Open Subtitles | كان هناك براز في الردهة. وعلى المصعد رُسمت أعضاء تناسلية. |
| Muhtemelen benden önce odada kalan beye ait lobide bira içen adam olabilir. | Open Subtitles | قد تكون للرجل الذي كان هنا قبلي ربما يكون الرجل الذي يشرب البيرة في الردهة |
| Sen nankör bir eşeksin! Git, lobide yat. | Open Subtitles | يا لك من مغفّل ناكر للجميل إذهب ونم في الردهة |
| O yolu sadece lobide yürümek için gelmişim. | Open Subtitles | لقد سافرت كل هذه المسافة لأسير فقط في الردهة |
| Ochoa lobide gürültü yapıyordu bir misafiri görmek istiyormuş. | Open Subtitles | اوجاو كان يعمل شغب في الردهة محاولاً ان يرى ضيف مهم،مهم جداً |
| 12. yüzü doldurduktan birkaç gün sonra Koridorda Bryce'ı gördüm. | Open Subtitles | بعدما سجلت شريط 12 بعدة أيام رأيت برايس في الردهة |
| Yine sizi örnek alıyor derdim ama Koridorda oturmaktan bıkkınlık geldi. | Open Subtitles | كنت لأقول أنها تقلدكِ مجددًا، ولكني مللت من الجلوس في الردهة |
| O o kadar özel ki, Koridorda sadece o tek kaldı odasında. | Open Subtitles | - أنها مميزه جدا - لقد حصلت على الغرفه المنفرده في الردهة |
| Koridorda nerelere saklanabileceğini daha önce görmüştü. | Open Subtitles | الباب الأمامي كان مفتوحاً، وقد رأى مسبقاً ،الأماكن في الردهة التي يمكنه الاختباء بها |
| Koridorda konuşalım. Yumruğum seni bekleyecek. | Open Subtitles | ـ دعينا نتحدث في الردهة ـ سأكون في الإنتظار |
| Onu yarım saat önce Koridorda gördüm. | Open Subtitles | لدينا موعد مسبق. لقد شاهدته للتو في الردهة |
| Polise ve Lobideki bekçiye sessiz alarmla haber veriyor. | Open Subtitles | يعمل بعد 30 ثانية ويعطي إنذار للشرطة والأمن في الردهة |
| O aşağı düştüğünde, olayı bildirmek için lobiye inmiştim. | Open Subtitles | كنت في الردهة للإبلاغ عن الأمر عندما وقع |
| Bayan Jessi Brown Holde Madam. Lütfen gelin, çok üzgün görünüyor. | Open Subtitles | الآنسة جيسي براون في الردهة,سيدتي أرجوك تعالي |
| Perşembe geceleri, bana hep küçük salonda servis yaparlar. | Open Subtitles | أيام الخميس دائماً يخدموني في الردهة الصغيرة |
| Bekleme salonunda bir eleman var ve bunu sana vermemi istedi. | Open Subtitles | هناك شخص في الردهة طلب مني أن أعطيكِ هذه |
| Şu an lobideyim ve elinde silah olan siyahi biri var. | Open Subtitles | أن في الردهة الآن هناك رجل أسود بحوذته مسدس |
| Koridordaki televizyon izliyordu. | Open Subtitles | كان في غرفته يشاهد التلفاز الموجود في الردهة |